Trabzon ile ilgili önceki gün haber ajanslarına düşen bir haber dikkatimi çekti.
Özellikle Körfez ülkelerinden gelen Arap turistlerin yoğun olduğu şehrimizde araç kiralama şirketleri, 2018 model binlerce aracı şehrimize gönderecekmiş.
Ramazan Bayramı ve sonrası yaklaşık 20 bin araç şehrimizde kangrene dönen trafiğe çıkacakmış.
Ayrıca araç kiralama şirketleri, daha şimdiden boş arsaları kiralayarak arsaları araç parkına dönüştürdü bile.
Hemen hemen her mahallede araç kiralama firması oluştu.
Anlayacağınız Trabzon her yıl olduğu gibi yine çile çekecek, hem de artarak.
Kimsenin turistlere kaliteli hizmet sunulmasına veya onların ihtiyaçlarının giderilmesine bir itirazı yok.
Şehrimize milyonlarca turist geliyorsa bu turistlere de en iyi hizmeti sunmak zorundayız.
Araç ihtiyacını karşılamak zorundayız. Ki turistler şehrimize her yıl artarak gelmeye devam etsin. Buna kimse itiraz etmiyor.
Yalnız şehrimizde planlama yapılmayışına, her şeyin gelişigüzel ve günü kurtarmaya yönelik yapılmasına itirazımız var. Bir yandan kaş yaparken bir yandan da göz çıkardığımızın farkında değiliz.
Kimse de sormuyor ki şehrimizde trafik sorunu kördüğüme dönüşmüşken bu 20 bin araç da gelince ulaşım ne hale gelecek? Birde buna binlerce gurbetçi vatandaşımızı ekleyelim; gerisini siz düşünün artık…
Trabzon’un ulaşım altyapısı buna hazır mı? Turistlere hizmet etmek için 20 bin araç gelsin ancak şehrimizde ulaşım ve otopark sorunu varken bu kadar araç nerede park yapacak?
Yoksa yine birçok boş arsa açık otoparka mı dönüştürülecek?
Yayaların hakkı olan ancak araç istilasına uğrayan kaldırımlara mı bu araçlar park edilecek?
Ulaşım sorununu çözmek için Güney Çevre Yolunu ve ek yollar mı yaptık da 20 bin araç şehrimize gelecek? Araçlar gelsin gelmesine de çözüme odaklı kalıcı işler yaptık mı?
Bu sorunlar üzerine kafa yoruyor muyuz?
20 bin araç gelsin turizme hizmet edelim, turizm potansiyeli artsın.
Ancak yıllar geçmesine rağmen ulaşım sorununu ortadan kaldırmak için hızlı adımlar ne yazık ki atamadık. Özellikle şehir içi trafiğinde… Tabi burada vatandaşlarımıza da önemli görevler düşüyor yalnız yetkililerimiz de tam manasıyla gerekeni yaptıklarına inanıyorlar mı?
Çözüm üretemeyince şehrimizin imajı zarar görüyor. Yapılan düzenlemeler var ama hep güç bela işler yürüyor. Kaşüstü’nde dalçık hala tamamlanamamışken diğer kavşaklarımızda çalışmalar yapamıyoruz.
‘Nasıl olsa bir gün hepsi sırayla biter’ mantığıyla hareket ettikçe aslında şehrimize kaybettirdiğimizin farkında değiliz. Tek düşüncemiz şehrimize turistlerden para gelsin de gerisi teferruat. ‘Sorunları zamanı gelince çözeriz’ düşüncesiyle hareket ediliyor. Ama bana yanıldığımızın artık farkına varalım.
Her yıl trafik sorunu kat be kat artan bir şehre turist neden gitsin ki… Belki şimdi milyonlarcası geliyor yalnız bu sayı her yıl artacak diye bir kaide yok.
Sorunları çözemediğimiz müddetçe korkumuz o ki bu turist sayısı önümüzdeki yıllarda azalabilir.
Dileğimiz o ki şehrimize elbette daha çok turist gelmesi yönündedir.
Ancak turistlere daha iyi hizmet sunabilmek için göstermelik ve günü kurtarmaya yönelik iş yapmaktan ziyade kalıcı ve çözüm odaklı işlere imza atmamız lazım.
Bunun için de işe ulaşımdan başlamak gerek. Şehrimizde modern oteller yapıldı, hızla yapılmaya da devam ediyor.
Biraz da trafik, otopark sorununa hep birlikte kafa yoralım.
İlgili meslek odaları bas bas bağırıyor. Şehirde Ulaşım Master Planı’nın bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söylüyorlar.
Her yapılan uyarıda ve yapıcı eleştiride art niyet aramak yerine uzman ekiplerle birlikte icraata geçilirse şehrimizin sorunları hızlıca çözülür.
Hem turist memnuniyeti hem de vatandaş memnuniyeti artar.