Sabah sabah ortalık bulanmadan,mağlubiyetin ardından bin türlü mazeret ve saldırılar veya boş yorumları dinlemeden, okumadan ben bilgisayarımın başına geçip spor müdürümüz Özer Çalık'ın
“Abi yazını yollamayı unutma” ikasızna muhatap olmadan maç yorumumu yazayım dedim...
Her kafadan bir fikrin altında ezilmeden.
Başlangıçta şunu söyleyeyim.
Toto oynasam 100 kolon da doldursam maç Trabzon Akyazı’da değil bizim mahallede dahi oynansa yine de bulunsun diye bu maça 3-5 tane (0) yazar gerisini hep Başakşehir adına (2) işaretlerdim. Hoş benim
kafam yerinde, hep derim temennilerle tahminleri karıştırmayın.
Neden? Derseniz.
Ünal bizim canımız, evladımız fakat Ünal ile Abdullah hoca arasında en az yedi fırın ekmek fark var. Darılmak yok gerçek. Tecrübe, yaş, basiret, görüş,yetenek. Bekle, gör. Başta fark bu.
Peki Ünal? Ha bu meslek zırt-pırt kazanılacak bir manâ taşımaz.Önce yetenek sonra zaman ve tecrübe.
Geçelim takımların mukayesesine.
Tamam, arzu, hırs,istek, seyirci, motivasyon Trabzonspor’da hep var.Fakat Başakşehir’de ise; Teknik,taktik, tecrübe, soğukkanlılık,oyun düzeni, emir komuta zincir tesanüt. Hepsi var.Adamlar oyunu istedikleri
gibi yönlendirdi. Seni istediği gibi tuzağına çekti.
Nasıl mı? Şöyle; İlk onbeş dakika; Trabzonspor bir tantana ile rakip kalede abluka(!) değil mi? Hah bu dahi Abdullah Avcı’nın isteği doğrultusunda oldu. Biliyordu Bordo-Mavili ekibin kazanma arzusunu hırsını. Gençleşmiş nüfus kâğıt kapasitesini.Aldı Trabzonspor’u kendi sahasına oyaladı onbeş dakikaka havasını gazını kesti bizim çocukların yaydı oyunu tüm sahaya...sonra?
Sonrası sahada ayan beyan. Ondan sonra oyunu çevirdi kendi kontrolüne.Oradan bir arkadaş söyleniyor. “Yahu Ünal’ında bu oyuna bir müdahale etmesi gerekmez mi?”
El-Cevap; “Gerekir” dedimde, kimle? Senin kulübende sonradan oyuna girip oyununşeklini değiştirecek elemanın var mı? Yok.
E, daha ne? O zaman sahadakilere duacısın.
Ha, şimdi gelelim sonuca.
Trabzonspor dört gol yedi?Olsun bence asla oyundan düşmedi, oyunda vardı,Başakşehiri bunalttı, hatta bir ara korkuttu.. Bana sakın “Yahu biz Trabzonsporuz” demeyin.O işi bir kalem geçin. Her
ne kadar “Zor oyunu bozar”dense de bir yere kadar. Adamların kadrosu belki de dört yıldır aynı iskeletle değişen oyuncuları da münavebeli değişti. Peki sen? Hergün yeni arayıştasın.
Niye? Zorunlu olarak. Bu takım küllerinden doğmaya çalışıyor.Siz yine Ünal’a verdiğiniz desteğe devam edin, arkasında durun.Bu kumaştan bu kadar elbise “Allah bereket versin” hemen kızıp Ünal’ı ve
oyuncuları, yönetimi pazara sürmeyin. Bırakın artık bu haftanın yakasını geleceğe dönüp bir adım daha ileri. Unutunolmayacak dualara “Amin” demeyi.
İyi haftalar.