Dünya teknolojide inanılmaz boyutlara geldi. Bilgi öylesine cari hale geldi ki bir tuş kadar yakınımızda ve yanıbaşımızda amade bekliyor.
Böylesine bilgi işportaya düşmüşken acaba insanlık aynı oranda neden büyümüyor? Yardımlaşma, paylaşım, birliktelik ve beşerin beşere sevgisi niçin istendik noktalarda değil?
Dünya insanının giderek istendik noktaya gelmesinden vazgeçtik bari canavarlaşmasa!..
Bakınız hafta içi Barcelona'da tekrer canavarlık çıktı ortaya. Geçenlerde de Maçka'da Eren'imizle bir astsubayımızı almıştı elimizden. Kan vampirleri kana doymuyor.
Kimdir bu kan vampirleri...
Bunlar da bir anne ve babadan sübut bulan yaratıklar değil mi?
Böylesine canavarlaşacak hayvanlığı nasıl insan bünyelerinde barındırabiliyorlar? Bir insanın canına kastedecek hangi ulvi(!) değer bunları böylesine vahşet labirentinde ölüm makinesi yapabiliyor?
Şehadetin masum bedeni Eren, 'iyi ki varsın' demeyenlere sitemde haksız mıydı? Biz yanıbaşımızda öylesine ucuz bir şekilde var olan hayatın umdelerini yşayabiliyor muyuz? Belki canavar değiliz ama kamil manada insan da değiliz. Çünkü varlığımız etrafını iyileştiren bir mesaide değil. Hep benci hep egoist hep tekçi değil miyiz?
İlk çağ insanlarının arasından zamanenin canavarları gibisi hiç çıkmadı. Ne zaman ki insan konumunu, durumunu, pozisyonunu istediği boyaya boyadı işte o oranda da canavarlığı arttı.
Bütün dünya insanı, "insanlık" denen soyut harikayı sakız gibi çiğneme yerine has manasıyla kavrar ve yaşar, o zaman etrafında çoğalan bir huzur görür.
Aksi halde canavarların sayısı iyilerin sayısını geçer.
Türkiye yıllardır "terörün dini, ırkı, mezhebi, meşrebi olmaz" derken sağır ve kör olanların başına belki saksı düşer de derttaşlık noktasında biraraya gelebiliriz.