Bilmiyoruz.
Açıkcası da bilmek istiyoruz.
Divan Kurulu, yönetim kurulunu aklama ve koruyup kollama mercii midir?
Yönetim kuruluna karşın yapılan her eleştiriye veya yazıya, Divan Kurulu mutlaka bir açıklama yapıyor?
Merak ediyoruz?
Nedendir acaba?
Önceki yönetim kurullarını oluşturanlar, Trabzonspor’u yönetenler değilmiydiler?
Neden bu ayrıcalık?
Neden bu savunma refleksi?
Evet, cevap bekliyoruz?
NEYE GÖRE YAPIYORSUNUZ?
Ünal Karaman, ismi şu sıralar sıkça gündemi meşgul ediyor.
Sebebi, mucidi, kendisini gündeme getirenler tarafından, sözde Trabzonspor’u kötü yönetiyormuş.
Neye göre kötü yönetiyor?
Neyi iyi yapamıyor?
Gerçi bunlarında cevabını veriyorlar ya!
Bizim sorgulamak istediğimiz şudur!
Eleştiri getirenler, hangi bilgi birikimlerine göre eleştirilerini yapıyorlar?
Biz bunu sorgulamak istiyoruz?
Ne hazindir ki, eleştiri yapanlar, Ünal Karaman’la yan yana gelseler var ya, yemin billah, onunla selfi çektirmek için önünde diz çökerler.
Eeee adı üstünde futbol.
Skor geldimi senden iyisi olmaz.
Tersi oldu mu hiçbir şey bilmez olursun.
Bu iş bu kadar basit.
TABİİ Kİ ELEŞTİRİLECEK
Hiç mi eleştirilmeyecek Ünal Karaman.
Elbette eleştirilecek.
Ama işi, Ünal Karaman’ı eleştirecek kadar, bilgi ve birikimleri olanlara bırakın.
Yine işi, futbolun içerisinden gelenlere terk edin.
Sizler, sadece bilgi sahibi olmanız için onları takip ediniz, onlar sizlere, işin doğrusunu ve eğrisini, mutlaka söyleyeceklerdir.
Şu da unutulmamalıdır. Ünal Karaman, kimsenin babasının uşağı değil.
Yapamıyorsa, beceremiyorsa her teknik adamın kaderi olduğu gibi başarısızlıkta yaşananların yaşandığı gibi sonucuna katlanacaktır.
Çünkü işin fıtratında bu var.
AMAN HA SAHİP ÇIKILSIN
Korkumuz o ki Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir’in de futbol akıbeti, İstanbul semalarında attıkları cirit ve feyikler sonucu kısa olacağıdır!
Yahu arkadaş, bu iki futbolcuya akıl fikir veren yok mudur?
Yüzkere yazdık, ahan yine yazıyorum.
Barış Memiş, Türk futbolunda gelecek vaad eden bir oyuncuydu.
Müthiş yeteneğe sahipti.
Ne oldu?
Yaşadığı zig zaglı özel yaşantısından dolayı, bir anda kaybolup gitti.
Bundan dolayı da, hem kendisine, hemde Türk futboluna ihanet eden bir kardeşimiz oldu.
Şuan Barış Memiş gibi yetenekli futbolcu bulabilir misiniz?
Mümkün değil, gelenleri hep birlikte görüyoruz.
Neden bu duruma düştü Barış?
Kimse bu kardeşimize, gittiğin yol doğru yol değil demediği için.
Hiçbir yöneticisi, Barış’a Yattara’dan uzak kal demediği için.
Ve en önemlisi Barış, Yattara’nın kollarına, bile bile atıldığı için.
O nedenle diyorum ki, Yusuf ve Abdülkadir’de Barış’ın yaşadıklarını yaşamasınlar.
O nedenle diyorim ki, iki oyuncu sadece Trabzon semalarında kalsınlar.
Ne demek istediğimi anlamışsınızdır?
HANİ BUNLARI YAPMAYACAKTINIZ?
Altı oyuncu transfer edildi.
Çok uçuk rakamlarla transferleri yapılmadıysa da bir gerçek var.
O da 6 tane yabancı oyuncunun kadroya katılması olmuştur.
Kadroya katılan bu altı oyuncunun takıma katkılarına bakalım.
Ben fazla bir katkı yaptıklarını göremedim.
Ya sizler gördünüz mü?
Yine aynı gaydeyi vuruyoruz.
Burak oynamalı diyoruz.
Olcay neden oynatılmadı diyoruz?
Sosa iyi olursa takımın supabı olur diyoruz.
Yusuf Yazıcı, Abdülkadir bu takımın vazgeçilmeleridir diyoruz.
Mutlaka defansın göbeğine oyuncu katmalıyız diyoruz.
Falan filan. Şimdi soracağımız soruya gelelim.
Bu altı yabancı oyuncu neden transfer edildi?
Neden Trabzonspor’un olmayan parası yine carcur harcandı.
Hani ya siz düzeltmeye gelmiştiniz?
Hani ya siz Trabzonspor’un bir kuruşunu koruyup, boş yere harcatmamak için gelmiştiniz.
Ne diyelim?
Hoş gelmişsiniz sefa getirmişsiniz!