"Ülkücüler evet demeyecekmiş", pek itibar etmiyorum bu söyleme.

Bir kere yüzde onbeşten fazla Ak Parti'nin içinde eski ülkücü namıyla literatüre geçen insan var. Mesela benim tanıdığım Ayhan, Hasan, Ekrem ağabeyler eski, Yasin, Bülent, Enver arkadaşlar ise mevcuda delildirler.

Onlar verecek, onların yanında 'partim ne diyorsa o' diyenler de verecek. Yani neresinden bakarsak bakalım yüzde onluk mevcut partili, yüzde onbeşlik eski partili, eder sana yüzde yirmi beşlik ülkücü oy.

Sessiz duranların esamisi okunmasa da belirtiler gösteriyor ki sandıkta rakamları okunacak. Gürültücü bazıları çokmuşuz imajı çizse de tespitime göre bir yekün tutmuyorlar.

Yakın geçmişte FETÖ darbeyi yediğinde onun biatçıları, iktidardan 'Ak Parti nasıl gümbürdeyerek düşecek' dediklerinde görülen masal gibi şimdiki muhalif ülkücülerin mavalları da ona benziyor.

Ben önceki fıkralarımda yazdım, bir araştırmaya falan dayanmadan şunu ifade ettim: 'Yüzde 57 ile 'evet' işi bitirir' diye. Hala aynı yerdeyim. Ne bir milim geride ne de ileride tam yüzde elli yedideyim.

Ülkücüler işi bitirmede tam merkezde yer alıyor. Farz-ı muhal ülkücü beyni taşıyanlar (eski- mevcut) evet demese benim kanaatime göre evet yüzde 32'de kalır.

Ama diyecekler. "Tek elden idare, o dedi, bu dedi polemiğinden azade idare" için evet diyecekler.

Vekilliğin siyasi argüman olmaktan çıkması, 'millet adına kanun yapan vekilliğin ihyası' için diyecekler.

Kurum ve kuruluşların siyasetin tasallutundan kurtulması için evet diyecekler. Bir silah ruhsatı için valileri arayan il başkanlarının yürütmeden uzaklaşacağı gerçeğinin ihyası için 'sürerim seni' deme şansının ortadan kalkacağını bildiklerinden diyecekler.

Müdürleri tayin eden vekillerin kanun çıkarmaktan başka yetkilerinin kalmaması için diyecekler.

Yürütme yirmi otuz kişi olacağından, zırt pırt onlara ulaşmak da imkan dahilinde olmayacağı için, onların da seçilme derdi diye bir dertleri olmayacağı için tavizsiz olacaklarını idrak ettikleri için diyecekler.

Yani başkanlık, çok milletvekili çıkarana da, az vekil çıkarana da ihtiyaçsız olduğundan işleri oy değil hak kaygısıyla yürütecek.

Böyle olmayacaksa neden Alparslan Türkeş yıllar önce 9 Işık'ta başkanlık vurgusu yapsın.

Hele de Türk tipi olması ülkücüler için pek de sıcak bir isimlendirme. İnatlar hariç, birçoğu evet der kanaatindeyim. Nitekim Başbuğ'un 4 Nisan'daki ölüm yıldönümünü anarken Bahçeli'ye eşlik edenler bunun işaret fişeğini yakmıştır.

Görelim Türk milleti neyler neylerse güzel eyler.