Evimiz var ama kirasını ödeyemiyoruz, arabamız var ama yakıt alamıyoruz, yol var gidemiyoruz, mutfağımız var erzak alamıyoruz, elektriğimiz var ama faturasını ödeyemiyor, işimiz var ama geçinemiyoruz, suyumuz var ama kullanamıyoruz... Her şeyimiz var ama hiçbir şeye sahip değiliz. Para her şey değildir ama her şeyi etkiler. Ne diyordu Halikarnas Balıkçısı; “Bu yaşamak değil, uzun ölüm...”
Dünyanın en mutlu 7 ülkesi: Finlandiya, İzlanda, Danimarka, İsviçre, Hollanda, İsveç, Almanya... Peki neden?
Bedava ev mi verdiler 2. Dünya Savaşı’nda yerle bir olan Alman halkına?
Dünyadaki bütün arabaları Finlandiya mı üretiyor?
Hollanda’daki topraklar bizim tarlalarımızdan daha mı verimli?
Danimarka’da petrol mü çıkıyor ya da gökten enerji mi yağıyor?
İsviçre’de zengin su kaynakları mı var?
İzlanda’da fabrikalar bizden daha mı fazla?
Bu ülkelerin hangisinde bedava bunlar?
Şimdi bırakın işin siyaset kurnazlığını...
Size soruyorum. Üretimine katılmadığınız bir tüketim ağı içerisinde ucu size dokunana kadar kaçınız marulun nereden geldiğini, domatesin nerede yetiştirildiğini, gübrenin nereden ithal edildiğini, giydiğiniz kıyafetin hangi ülkede üretildiğini, kullandığınız teknolojik aletlerin kimin tarafından yapıldığını düşünüp neden diye kendinize dert edindiniz?
Bin yıllık bir devletin voltasını popülist milliyetçiliğinizle sokaklarda nara atıp gezinirken ABD’nin paramparça ettiği Güney Kore, 25 yılda dünyanın en gelişmiş teknolojik üretim ağını kurdu. Üstelik tüm bu gelişimini siz telefonunuzun modelini yükseltmek için çalışıp taksit öderken yaptı.
Bizler bu topraklarda ne üretiyoruz ki bu sefaletin boynunu kıralım. Okumayan bir toplum üretemez, üretmeyen bir toplum gelişmez. Her şeyi devletten bekleyen bir halkız biz. Kendimizden bir beklentimiz yok. Bir okul okuyunca eğitimini tamamlamış olmuyoruz. Devletin kapısında bin bir rica ile işe girince üretmiş olmuyoruz. Bir ev alınca, yanına bir de güzel araba çekince gelişimini tamamlamış olmuyoruz. Çıkarlarımız doğrultusunda bir siyasi partiye oy veriyoruz. Ama o parti iktidar olamayınca muhalif rolüne bürünüp vatansever görünmeyi iyi biliyoruz.