Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Hamdullah Çuvalcı hoca geçtiğimiz günlerde gazeteci arkadaşımız Osman Şişko’nun konuğu oldu.
Dedi ki;
Üniversitenin barınma problemi yok.
Yazılıma büyük ilgi var.
Şu anda çıkış trendindeyiz.
Hocalarımızı teşvik ediyoruz.
KTÜ Türkiye sıralamasında 21. sırada.
Hala marka değerimiz var.
Farabi Hastanesine az hasta geliyor.
Farabi Hastanesi’nde hasta kuyruk bekliyor.
Onkoloji hastanesi yapacağız ama para yok.
Sayın hocam kusura bakmayın da siz ne diyorsunuz?
Cumhuriyetin 4. üniversitesini geldiği durumdan kendinize pay çıkarıyor musunuz?
Liyakatsizlikle, değişik işlerle mücadele veriyor musunuz?
Kent yönetimi ile bilimi buluşturabiliyor musunuz?
Farabi Hastanesi’ne vatandaş mecbur kalmadıkça vizite ücreti sebebiyle gidemiyor, biliyor musunuz?
Sevgili hocam siz ne anlatıyorsunuz?

ŞENOL GÜNEŞ VE TARAFTAR

1996 yılında Taraftarlar Derneği’nin bir üyesi olarak, Sotkalı Paşa abinin tribün liderliğinde maçlara giderdim.
Hayatımda yaşadığım travmalardan Fenerbahçe maçını yaşayanlardanım.
Maç gecesi sokağa çıkma yasağı gelmesine rağmen tabut gezdirirken, karakola alınan, “Fenerbahçe otobüsünü siz taşladınız.” suçlamasıyla beş saat nezarethane de yatan gruptaydım.
Nezarethaneden çıktıktan sonra yüzünü boyatıp, yedi saat davul çalanlar arasında da vardım.
Bu yazdıklarımın hepsinin tek nedeni vardı o da Trabzonspor aşkıydı. Kim verdi bu aşkı bize?
Geçtiğimiz günlerde taraftar grupları bir basın açıklaması yaparak mevcut yönetime destek verdiler.
Ne kadar haklı oldukları Beşiktaş maçında görüldü.
Ama bir o kadar da haksızlar.
Çünkü doğru cümleleri yanlış kurdular.
Her kimliğimizden sıyrılarak Bordo-Mavi aşkını bize kazandıran efsane kadromuzun Güneş’ine Beşiktaş maçında yapılan saygısızca tezahüratlar Trabzonspor taraftarına ait değildir.
Bu itibar suikastları yazar kasa olan köşe yazarlarının satılmışlığı sayesinde olsa bile; siz tribün liderlerinin sayesinde son bulabilir.
Trabzonspor yönetimine sahip çıktığınız gibi efsanelerinize de sahip çıkın.
Biz Dozer Cemil ile, Şenol Güneş ile, Ali Kemal ile, Kadir Özcan ile ve efsane kadromuzun hepsiyle bu takıma aşık olmadık mı? Bu tutkunun, vazgeçilmezliğin sebebi onlar değil mi?