Öğretmen, eğitim kurumlarında önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda öğretim etkinliklerini planlı ve programlı bir biçimde düzenleyerek yürüten uzman kişidir. Öğretmenlik geçmişte din insanı veya filozofların, kendi temel uğraşları yanında sürdürdükleri ikincil bir görev iken öğretme işinin belirli bir hazırlığa sahip kişilerce yapılması yaygınlaşmış ve özellikle 19. yüzyıldan itibaren öğretmenler öğretmenlik mesleğine hazırlayan özel kurumlarda yetişmişlerdir.
Türk Milli Eğitiminin, güçlü kaliteli ve verimli olabilmesi sadece öğretmenler ile sağlanabilir. Nesilleri yetiştiren onları geleceğe hazırlayan, bilgisini birikimini tecrübesini öğrencilerine aktaran öğretmenlerdir. Unutulmamalıdır ki; en iyi okulları da yapsanız, o okulları en son teknolojiyle de donatsanız şayet öğretmeniniz yoksa öğretmeninize kıymet verilmiyorsa, öğretmeniniz huzurlu ve mutlu değilse eğitimde hiçbir ilerleme sağlayamazsınız.
İçinde yaşadığımız 21. yüzyıl bağlamında eğitim süreçlerinde yaşanan sorunlarla birlikte, öğretmenin rol ve sorumluluklarına ilişkin beklentiler de artmıştır. Pandemiyi yaşayan yeni neslin eğitilmesi çokta kitaplarda yazıldığı gibi olmamaktadır. Yeni yeni eğitim tekniklerinin yanında olayın psikolojisi yönetmek, en son dijital teknolojileri kullanmak hatta kazanılmış bağımlılık seviyesindeki alışkanlıkları ötekileştirerek yeni dünya düzeninde lider olabilecek yeni nesilleri tam donanımlı olarak yetiştirmek gerekiyor.
Bu süreçte eğitim ordumuzun neferleri öğretmenlerimiz birçok sorunla karşı karşıyadır. Başta kendi haddini aşan siyasilerin söylevleriyle toplumda değersizleştirilmek istenmesi gelmektedir. Ekonomik sıkıntılar, kalitesiz veliler, liyakatsiz yöneticiler, sendikal ayrımcılık gibi etkenlerde sorun olarak ortadadır. Artık görevde yükselmenin hakkaniyet ve liyakate göre yapılması, karar alma süreçlerinde öğretmen görüşlerinin alınması, disiplin ve sınıf yönetmeliğinin değiştirilmesi, öğretmenlere asli vazifeleri dışında görev verilmemesi ve okul şartlarının iyileştirilmesi gerekmektedir. Özellikle de öğretmenlik kariyer basamakları sınavı acilen kaldırılmalıdır. Öğretmeni sınava girmek zorunda bırakmak geri dönüşümü olmayan büyük yıkımlara neden olacaktır.
Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk “Öğretmenler! Yeni nesli, Cumhuriyet'in özverili öğretmen ve eğitmenleri, sizler yetiştireceksiniz; yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır.” diyerek öğretmenlik mesleğinin önemine vurgu yapmıştır. Dünyada her şeye bir değer biçilebilir fakat öğretmenin yaptıklarına asla bir değer biçilemez. Çünkü yazılı kısmı az olan tamamen özveriyle sürdürülen en kutsal meslektir.
Millet Mektepleri Talimatnamesinin kabulü ve Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’e Başöğretmenlik ünvanının verildiği 24 Kasım 1928 tarihi çok anlamlıdır, değerlidir. 24 Kasım, 1981 yılında “Öğretmenler Günü” olarak ilan edilmiştir. Devletimizin kurucusu, Başöğretmenimiz Atatürk’ü bu özel günde özlem, minnet ve rahmetle anıyoruz. Ayrıca teröristlerce katledilen Neşe Alten, Aybüke Yalçın, Necmettin Yılmaz başta olmak üzere 153 şehit öğretmenimizi de minnetle yâd ediyoruz.
Varlığını bilgisini birikimini ülkemizin geleceğine adayan öğretmenlerimiz, her şeye rağmen Öğretmenler Gününün gururunu yaşıyorlar. Bu vesileyle tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutluyoruz.