Yıllardır ülkemizin eğitiminde sürekli değişimler yapılsa bile istenilen sonuçlar elde edilememiştir. Salgın, deprem gibi önemli tabiat olayları veya genel ve yerel seçimler bahaneler olarak önümüze koyulmuştur. Artık, ertelenen ve yarım bırakılan işlerimizi hızla tamamlama vakti gelmiştir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlerimizin beklentilerini karşılayacak şekilde yeniden güncellenmelidir. Ekonomik sıkıntıları da düşünerek emekliliğe esas sayılması kaydıyla 5 yılını dolduran öğretmenlerimize sınavsız uzman öğretmenlik, 15 yılını doldurmuş öğretmenlerimize sınavsız ve uzmanlıkta geçen süreye bakılmaksızın başöğretmenlik verilmelidir.
Sekiz aydır yılan hikayesine dönmüş olan öğretmen atamaları, daha fazla ötelenmeden en az 50bin olmak üzere ve mülakatsız şekilde gerçekleştirilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesine ayrıca 50bin yardımcı personel alınımı gerçekleştirmelidir. Bugün itibariyle bakanlığın 72bin öğretmene ve 140bin yardımcı personeline ihtiyacı vardır.
Her türlü ideolojik ve siyasal saplantıdan uzak şekilde içeriği ve hedefleri bakımından milli, yöntemi ve araçları bakımından çağdaş, bilimsel ve evrensel bir eğitim sistemi vizyonuyla yeni müfredat çalışmaları tamamlanmalıdır. Yıllardır ciddi ekiplerle hazırlanmış çalışmalar mevcuttur. Eğitimin tüm paydaşlarının önerisi dikkate alınarak bu çalışmalara son hali verilmelidir.
Mensubiyetler üzerinden tasnif edilmiş olan eğitim yönetimi yeniden ele alınmalı; ehliyet ve liyakat esasına göre ve tüm eğitim çalışanlarını kucaklayan yönetim anlayışı tüm MEB teşkilatında hakim kılınmalıdır. Devletten başka yapılara sadakat gösterenler, devletin memuru değil, biat ettiklerinin emir erleridir. Böylesi tipler, kendilerine emanet edilen makamlara da ihanet içerisindedir. Acilen bu tür yöneticiler yok edilmelidir.
Ek gösterge düzenlemesindeki eksikler tamamlanmalı, söz verildiği şekilde 1. dereceye inmiş memurlarımızın ek göstergesi 3600 olarak hayata geçirilmelidir. Kamu maliyesine hiçbir ilave yük getirmeyecek olan Yardımcı Hizmetler Sınıfındaki personelimiz, eğitim durumları ve yaptıkları fiili işe göre Genel İdari Hizmetler Sınıfına geçirilmelidir.
Son günlerde bir kangren haline gelen proje okulları meselesi de adeta “kafama göre yönetici ve öğretmen atarım” projesine dönüşmüştür. Akademik başarısı en yüksek olan öğrencilerimizin okuduğu bu okullarımızdaki keyfilik ne zaman sonlandırılacaktır? Proje okul kavramı artık tümden kaldırılmalıdır. Öğrenciler belli okullara belirli standartlarla alınması kabul edilebilir. Ancak proje okulu yönetici ve öğretmen atamaları diğer okullarımızda olduğu gibi puan esaslı bir süreçle hayata geçirilmelidir. MEB, teşkilatını artık bu vebalden kurtarmalıdır.
Güçlü Türkiye güçlü eğitim ile güçlü eğitim de huzurlu eğitim çalışanları ile sağlanacaktır. Tüm eğitim çalışanlarının insanca yaşayabileceği ekonomik standartlara kavuşturulması için tedbirler zaman geçirilmeden hayata geçirilmelidir.
Türkiye olarak eğitimdeki düzenlemeler için artık vakit kalmamıştır. Tüm eğitim paydaşlarının katılacağı ve kabul edeceği çalışmalar hayata geçirilmelidir.