Son yıllarda sıkça karşılaştığımız bir söylem “Yetenek avı”
Genelde yeteneğin tarifini tam olarak yapamayan kişiler tarafından düzenlenen bu tarz organizasyonlarda “Av” kriteri diğerlerinden daha öndeki çocukları seçmek ve “Gözlem grupları” adı altında gözlemlemek.Hal böyle olunca da duruma en güzel açıklama ava gidene söylenildiği gibi ‘Rastgele’ oluyor.Tıpkı takımlar kötü gittiğinde veya kendi bölgesindeki oyuncu kadro dışı kaldığında son çare olarak rastgele ortaya çıkan, aksi taktirde kaybolup gitmesi kuvvetle muhtemel genç yetenekler gibi.
Ben bu tarz gençlere “mutant” yetenekler diyorum.
Çocukluğumuzun çizgi filmi Ninja Kaplumbağalarda olduğu gibi onların da kariyerleri rastgele durumlarla olumlu ‘mutasyona’ uğruyor ve biz de onları rastgele, tesadüflerle izleyebiliyoruz.
Ülkemizde yetenek olgusunun tam kavranamadığı aşikar.
Nedir yetenek?
Doğuştan mı gelir?
Geliştirilebilir mi?
Çocuğun birlikte doğduğu özellikleri ‘yetenek’ değil de ‘yeti’ olarak tanımlamakla konuya giriş yapalım.
Bazı çocuklar yetileri daha önde dünyaya gelebilecekleri gibi bütün çocuklarda bulunan yetiler;
*Kinestetik ayrımlama (bedensel algı yolu ile ayırt etme)
*Mekan oryantasyon
*Karmaşık tepki yetisi (konuma duruma göre hareketleri seçme, yenileme vb)
*Ritim yetisi
*Denge yetisi şeklindedir.
İstisnalar bir kenara bırakırsak ki onlar yaptıkları doğru işlerle ön plana çıkmayı başarıyorlar, İzlediğim ve takip ettiğim ‘Yetenek avı’ organizasyonlarının tamamına yakınında hiçbir avcıdan
“4 numaranın alan farkındalığı çok yüksek”
“9 numara tam yere düşecekken ne kadar da kolay dengesini sağladı ve “6 numara adım frekansını çok doğru ayarladı” tarzında bir cümle duymadım.
Genelde cümlelerimiz şu şekilde;
*O çocuk çok kısa.
*3 numara topa sağlam vuramıyor.
*çok kuvvetsiz ve bizde daha iyileri var..
Yetenek bir hareketi yapabilme, bir davranışı sergileyebilme kapasitesidir. Yetiler ise yeteneği oluşturan özelliklerdir. Yetiler çalıştırılarak, işlenerek yeteneği oluştururlar. Yeteneğin kalitesi ve seviyesi ise yetilerin ne kadar doğru ve zamanında çalıştırılması ile alakalıdır.
Her çocukta doğuştan var olan yetileri doğru çalışma ile yeteneğe dönüştürerek bunları beceri düzeyinde kullanma alışkanlığı kazandırılmalıdır.
Yetilerin yeteneğe, yeteneğin de beceriye dönüşme sürecini Çanakkale 18 Mart Üniversitesi öğretim üyesi İsmail Topkapı şöyle tarif ediyor:
Mekan algısı bir yetidir,mekan algısı sayesinde alanı kullanmak yetenektir,boş alan yaratma ve alanı geniş görmek bir beceridir.
Bu kavramları ve süreçleri tam olarak kavrayamadığımızdan yetileri önde olan çocukları yetenekli olarak nitelendirmekte acele ettiğimiz gibi onlardan çok çabuk verim alma kolaycılığına başvuruyoruz.
Sonuç olarak yetileri yeteneğe tam olarak dönüştürülmemiş sporcudan müsabaka içerisinde becerilerini doğru yerde, akıcı ve amaca uygun şekilde sergilemesini bekliyoruz..
Yeteneğin doğuştan gelmediğini (doğru) çalışmanın ve denemenin bir sonucu olduğunu anlayabildiğimiz zaman yetiyi geliştirmenin önemini kavrayacağız. Fakat önce kolaycılıktan ve “avcılık” hevesinden kurtulmanın gerekiyor.
Mekan algısını alanı kullanmaya onu da boş alan yaratma ve alanı geniş görmeye dönüştürebilecek, gençleri “mutant” olarak değil de organik izlenmesine izlemenizi sağlayacak eğitmenlerimizin Ninja Kaplumbağalar’ın hocası Splinter Usta’nın erdemine, sabrına ve idealistliğine sahip olması gerekiyor.Çünkü onlara yetileri önde olan çocukları seçme ve özellikle temel altyapı eğitim sürecini yetileri yeteneğe dönüştürme süreci olarak değerlendirme imkanı verilmemekte, temel altyapı eğitim sürecinde bile skor odaklı ve çocukların fiziksel özellikleri göz önünde bulundurularak değerlendirme yapmaları beklenmekte bu da daha büyük yaş gruplarında yine erken verim alma isteği sonucu yeteneğin beceriye dönüştürülememesi problemine neden olmaktadır.
Yeteneği avlamak kolayken yetiyi tespit etmek bilgi ve dahası ilgi istiyor. Futbol oynayan bir grup çocuk gördüğünüzde takım arkadaşı gol attığında en çok hangisinin sevindiğini tespit etmeye çalışın.
Zayıf ayağını mecbur kalmadığında da kullanma çabası içinde olan var mı?
Takımı öndeyken ve gerideyden tutumu nasıl?
Alan farkındalığı ne düzeyde?
Değişen oyun şartlarına tepki sürati nasıl?
Bu bakış açısı size daha faydalı doneler sağlayacaktır.
Kimin daha uzun boylu olduğu ve daha iyi oynadığı değil.