“Erdoğdu'daki Sarıkışla'da askerdim.

Cephanelik vardı, orada çok nöbet tutardık.

Sarıkışla'dan çıkar, nöbet değişimi için Cephanelik’e giderdik.

Yine Kalepark'a bayrak değişim töreni için Sarıkışla'dan gider, şanlı bayrağımızı göndere çekerdik.

En sevdiğimiz görevdi.

Erdoğdu'dan iner şehri gezerek Kalepark'a gider bayrak törenini yapardık.

Yine Sarıkışla'dan maçları seyrederdik zaman zaman.

Trabzon güzel bir yerdi.

Bir şeker bayramında rahmetli babama bayram kartı göndermiştim.

Halen saklarım o kartı.

Askerlik yaptığım yıllardaki Trabzon'u gösteren bir fotoğraf.

O yıllarda trafik yok.

Erdoğdu yolu doğru düzgün değil.

Uzunsokak, Kahramanmaraş Caddesi ve Kunduracılar’da gezinirdik izin günlerimizde.”

Hasan Çavuş, Bergama'nın meşhur Kozak Yaylası’ndan.

1967’de Trabzon’da askerlik yapmış.

Gezimiz esnasında tezgahının başında rastladık kendisine.

Üzüm tarlası var.

Yetiştirdiği ürünlerden satıyor.

Halen dinç.

Trabzonlu olduğumuzu öğrenince sohbet sırasında muhabbeti ilerlettik.

Bir kartpostal çıkardı, özenle sakladığı defterinin arasından.

Babasına göndermiş 1967 yılında askerlik yaptığı günlerde Trabzon'dan bayramını kutlamak için.

Liman ve Çömlekçi Mahallesi’nin o zamana ait güzel bir fotoğrafının basıldığı kartpostal.

Şimdilerde unutulan ama çok anlamlı bir gelenekti bayramlarda kartlarla hal hatır sormak.

Sohbet ilerleyince nöbet tuttuğu Cephanelik’in Botanik Park olduğunu, kartpostaldaki Çömlekçi Mahallesi’nin yıkılıp dönüşüme tabi tutulduğunu, artık Sarıkışla yamaçlarından maç seyretmenin mümkün olmadığını, çünkü hem Avni Aker'in hem de Yavuz Selim Stadı’nın yıkıldığını anlatmakta zorlandık.

Erdoğdu yolunun çift gidiş gelişli güzel hale geldiğini de anlatırken hayretini de gizleyemedi Hasan Çavuş.

Güzel bir gündü.

İlerleyen yaşına rağmen Hasan Çavuş'un dinçliğini görünce kentlerin kirliliği içindeki soluk benizli insanlarımızın temiz havaya ne kadar ihtiyaçları olduğunu daha iyi anlıyor insan.

***

TARİH HASANPAŞA HAMAMI’NDA YENİDEN YAŞATILACAK

Trabzon yeni bir esere daha kavuştu.

Uzun yıllar harabe bir şekilde yıkılmayı bekleyen tarihi Hasanpaşa Hamamı nihayet restore edilerek bir kültür varlığı olarak hizmete sunuldu.

Türk İslam Medeniyeti içinde önemli bir yere sahip hamam kültürünün nadide örneklerinden olan Hasanpaşa Hamamı askeriyeye hizmet veriyordu .

1 No'lu Erdoğdu Mahallesi’nde bulunan tarihi hamamda askerler ihtiyaçlarını gideriyorlardı.

Tarihi Hamamın aslına uygun şekilde projelendirilip restore edilerek "Askeri Hamam Müzesi" olarak hizmete girmesiyle Trabzon turizmde yeni bir destinasyon daha kazanmış oldu.

1882 tarihinde Abdülhamit döneminde yaptırılan ve askeri hamam olarak kullanılan Hasanpaşa Hamamı Ortahisar Belediyesi tarafından restore edilerek müze olarak hizmete açıldı.

Uzun yıllar yıkık ve harabe olarak kaderine terkedilmiş olarak duran tarihi Hasanpaşa Hamamı Ortahisar Belediyesi ne devredildikten sonra askeri hamam müzesi konseptinde projelendirilerek kültür ve turizmin hizmetine sunuldu. Trabzon'da görev yapan askerlere ait hamam olarak kullanılan bir arada askeri hastane olarak hizmet veren Hasanpaşa Hamamı’nın açılışında konuşan Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, ilimize yeni bir kültür varlığını daha kazandırmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek şunları söyledi:

“Hasanpaşa Hamamı’nın askeri müze konseptine dönük tasarım ve içerik çalışmalarımız titiz bir şekilde yapıldı. Tarihi hamamın bünyesinde yer alan bütün unsurlar aslına sadık kalınarak yeniden hayat buldu. Bir hamamda ne bulunması gerekiyorsa, eski hamam kültürünü yaşatacak bütün unsurların hepsini burada teşhir ediliyor.”

Hamamların Türk-İslâm medeniyetinin çok önemli bir unsuru olduğunu ve turistik olarak en çok ilgi çeken mekânların başında geldiğine dikkati çeken Başkan Genç, “Tarihin bize bıraktığı bir eser burası. II. Abdülhamit zamanında Anadolu’da birçok şehirlerde han, hamam, kervansaray, mektep vb. eserler yapıldı. Onların bir tanesinde bulunuyoruz. Tarihin bize bıraktığı, emanet ettiği bir eser.” ifadelerini kullandı.

***

FESTİVALLERE ÖDENEK VAR TARİHİ KAZILARA YOK

Kültür ve Turizm Bakanlığı içinde Trabzon'un da olduğu bazı illerde festivaller düzenledi.

Festivalleri özündeki amaç yöresel tanıtım ve turizme yönelik kültürel zenginliğinin ön plana çıkarılmasıydı.

Bu anlamda yararlı sonuçlar elde edilmesi amaçlandı.

Sümela Kültür Yolu Festivali olarak da adlandırılması bu yüzden anlamlıydı.

Trabzonlular kültür ve sanat etkinliklerinde doyurucu programları izleme imkânı buldular.

Festivalin zamanlaması konusunda eleştiri gelmedi değil; yörenin kültürel değerlerinin tanıtımına yönelik etkinliğin olduğu günlerde Trabzon ve bölge halkının fındık bahçelerinde olduğu unutulmuştu. Oysa ki, “fındık ayı” Trabzon için tam yüzyıllardan beri süren “kültürel ve ticari mevsim” olarak çok önemli bir yere sahiptir.

Umarım her yıl düzenleneceği belirtilen bu etkinliklerin tarihi fındık ayının bittiği, okulların açıldığı, insanların tatilden döndüğü bir zaman içinde yapılır.

Eylül-Ekim aylarının Trabzon'un en güzel ikliminin yaşandığı günlere sahip olduğunu bilmeyen yoktur.

Kuru bir hava.

Nem ve rutubetten uzak bir iklimin sürdüğü bu günlerde aynı zamanda cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümüne yönelik programlar da yapılarak halka anlamlı ve güzel kültürel etkinlikler sunmuş olunur.

Bu arada bir konuya değinmeden geçemeyeceğim:

Biliyorsunuz Trabzon'da kale surları ve Tabakhane Köprüsü altında kalan alan ile İç Kale-Kral Sarayı çevresinde kazılar başlatılmıştı.

Fakat bu yıl koca yaz geçti kazılarda hiçbir faaliyet başlamadı.

Muhtemeldir ki, neden başlamadı diye sorsan alınacak cevap; "ödeneksizlikten" olacaktır.

Şimdi gelelim konunun özüne.

Tamam, şarkılar türküler söylendi, horonlar oynandı, halaylar çekildi, sergiler açıldı, yenildi içildi.

Bütün bu etkinliklere para bulundu ama ne yazık ki Trabzon'un tarihine ışık tutacak belki de tarihinin akışına büyük katkı sağlayacak olan kazılara ödenek bulunamadı mı? Bu kazılar sonucunda ortaya çıkacak buluntular bu kentin kültürel tanıtımına katkı yapmayacak mı?

Yapacağı ortada!

Nerede o zaman ödenek?

Şunu demek istemiyorum, “festivale para bulunuyor da kazılar için neden bulunamıyor?”
Trabzon için çok önemli olan kazılar yapılamadı bu yıl.
Evet onca masrafla yapılan festival için bulunan kaynaktan başlatılan kazılar için de "ödenek" bulunabilir, kazı alanlarının çayır çimenle kaplanıp kaderine terkedilmesinin önüne geçirebilirdi.

Umarım tarihi Ortahisar'ın kadim geçmişinin bu kent için ne kadar önemli olduğunu bilen ilgili yöneticiler konuya duyarlı davranırlar.

Festivallerde gülüp eğlenmek, poz verip gezmek güzel de tarihe ışık tutacak bu denli önemli bir hizmet için de çaba göstermek daha güzel olması gerek.

Yeni göreve başlayan Sayın Valimize hayırlı olsun derken bu konuya hassasiyet göstereceğine inanıyoruz.