1983-1987 genel seçimleriyle tek başına iktidar olan ANAP’ın genel  başkanı Turgut Özal 1989’da Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından genel başkan ve başbakanlığa atanan Yıldırım Akbulut, kısa zaman da Mesut Yılmaz tarafından al aşağı edilmişti.
 Yılmaz’ın başbakanlığa ve genel başkanlığa seçilmesiyle 60 ilin valisi ve 44 ilin emniyet müdürü görevden alınarak 1991 genel seçimlerine gidilmiş, ANAP’ın tek başına hükümet etme sayısı yetmeyince, hükümeti kurma görevini alan DYP genel başkanı Süleyman Demirel, hemen SHP genel başkanı Erdal İnönü’nün kapısını çalmıştı.
 Ancak SHP listesinden milletvekili seçilen Kürt kökenli Fehmi Işıklar, Hatip Dicle, Leyla Zana gibi isimler DYP Elazığ milletvekili Ali Rıza Septioğlu’nun yönettiği TBMM’deki yemin töreninde Kürtçe yemin edince ortalık karışmıştı.
 Buna rağmen genel Başkan Demirel İnönü ile hükümeti kurmuş, ilk iş olarak da Diyarbakır’ı ziyaret edip  ‘Kürt realitesini tanıyorum’ demişti.
Cumhurbaşkanı  Özal’ın vefatının ardından köşke çıkmış, tüm realiteleri yıkarak, siyasetten gelmesine rağmen  7 yıl boyunca tarafsız Cumhurbaşkanlığı yapmıştı.
Ana Yol, Ana Sol-M, Anasol-D koalisyon hükümetlerine ortak olan, 2002 genel seçimleriyle TBMM dışında kalan ANAP sonunda temelli kapatılmıştı.
2002-2007-2011 genel seçimleriyle üç kez tek başına iktidar olan AKP  için  7 Haziran genel seçimlerinden çıkan sonuç açık ara önde bitirmesine rağmen hayal kırıklığı olmuştur..
Çünkü HDP’nin barajı aşması ile tek başına iktidar dönemi sona ermiştir.
‘Koalisyon hükümeti’ kapıyı çalmıştır..
Peki  şimdi ne olacak?
Türkiye’yi çok zor bir dönem bekliyor..
TBMM en yaşlı üye başkanlığında toplanacak, milletvekili yemin töreninin ardından muhalefet partileri CHP, MHP, HDP bir araya gelerek TBMM’nin yeni başkanını seçecek.
Bu isim muhtemelen Ekmelettin İhsanoğlu olur..
İhtisas komisyonları oluşturulurken komisyon başkanlığı CHP-MHP-HDP arasında dağıtılacak ve Meclis çalışmaya başlayacaktır.
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilen örtülü ödenek yetkisi  olmak üzere  17-25 Aralık operasyonlarındaki bakanları yargılamak için Yüce Divan’a sevki  gündemle getirilecektir.
Neden mi, siz eğer 2002 genel seçimleriyle TBMM’de hiçbir dokunulmazlığı bulunmayan Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın ve Yaşar Topçu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan ve Cumhur Ersümer’i Yüce Divan’a sevk ederseniz, bunlar da gelir sizin  bakanlarınızı Yüce Divan’a sevk ederse şaşırmamak gerekir..
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, önce hükümetinin istifasını sunacak olan Başbakan Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu’nu en büyük parti olarak tekrar hükümeti kurmakla görevlendirecektir.
Davutoğlu’nun AK Parti’si ile diğer partilerin hükümet kurmayacağı açıklamalarla görülüyor..
Yani Davutoğlu boş döner..
Top Kılıçdaroğlu’na geçer.
TBMM başkanını seçen tüm partiler ve ardından hükümet kurma yetkisi alacak olan  Kılıçdaroğlu’nun CHP+MHP hükümetini HDP’nin dışarıdan desteği ile kurmasına ne dersiniz?
7 Haziran seçimleri sonunda ‘Açık ara önde bitirdim. Yine birinci partiyim’ diyen AKP  alışılmış balkon konuşmasını yapıyor, CHP ve MHP ne hikmetse ‘oylarımı artırdım’ diye  seviniyor.
Dört kolla sarılan, kol kanat gerilen  HDP ‘barajı atladım’  diye halay  üstüne  hayal çekiyor..
Hepsine baktığımız zaman mağlup yok.
Galiba tek kaybeden benim!.
Uzun lafın kısası Türkiye yine kritik bir süreçte..
Meclis’teki 4 partiye bakınca ve birbirlerine karşı duruşlarını analiz edince, bu tablodan nasıl bir koalisyon çıkacak sorusu deveye hendek atlatma misali gibi bir şey..
Her şey olabilir.
45 gün içinde koalisyon hükümeti de olabilir..
Erken seçim de..
Bakalım neler olacak!..