“O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler, çekip gittiler..”
Yaşar Kemal, en çok, ‘İnce Memed’ ile maruftur ancak O’nun gerçek destanı,  ‘Akçasazın Ağaları’ üçlemesinin ilk kitabı olan ‘Demirciler Çarşısı Cinayeti’ isimli eseridir, bana göre.
Yazının başındaki cümle de, bu romanın giriş cümlesidir.
Kenan İskender’in ölüm haberi cep telefonuma mesaj olarak düştüğünde, aklıma gelen ilk şey, bu cümle oldu her nedense. Hayatımıza değer katan, bizi biz yapan öğretmenlerimizden biri daha eksilmişti. Kimilerinin ‘Hacı Baba’sı, kimilerinin ‘Tezveren Dedesi’, benim gibi yaşı biraz daha genç olanların da ‘Kenan Emice’si güzel bir ata binip, çekip gitti aramızdan..
 Yaşamının son on dört yılını mihnet içinde geçirdiği sanılsa da, ancak Kadiri Dervişlerine has olabilecek sabrı ile karşıladığı ‘Büyük felaket’ine saygı duymamak mümkün müydü? Dervişliğin ussü’l-esası, her şeyi hoş görme ve felaketlere tahammüle etme ilkesi ise şayet, Kenan İskender, bunun destansı öyküsünü yazmıştır desek, az olur..
İşyerinin Uzunsokak’a hakim köşesinde heybetli oturuşu, her zaman özenle taranmış saçları, son derece şık kıyafetleri ve daima gülen yüzüyle hatırlayacağım Kenan Amca’yı.. Bacağı ağrıdığında yüzüne vuran acı karşısında hissettiğim garip bir çaresizlik duygusuyla da elbette..
Hülasa, hayatımızdan bir Kenan İskender geçti. Ondan bize kalan da, O’nu tanıma şerefine ermek ve dört tane aslan gibi evlat oldu. Ruhu şad, mekanı cennet olsun..