Turizm İşletmeleri ve Seyahat Acenteleri Derneği (TİSAD) Başkanı Murat Çavga, geçtiğimiz günlerde Doğu Karadeniz Bölgesi’nde turistik tesis sayısının turist sayısı ile doğru orantılı bir büyüme gösteremediğini ve literatürde yeri olmayan ‘Arap Turizmi’ isimli bir olgu etrafında milyonlarca liralık yatırımlar yapılmaya devam edildiğini dile getirmişti.
Çavga açıklamasının devamında doğal kaynakların hızla tüketildiğini ve bilinçsiz yatırımlar ile bölgenin turistik işletme çöplüğüne dönüştürüldüğünü iddia etmişti.
Sayın Çavga’nın bu açıklamaları Trabzon’da kamuoyunun gündemine oturdu.
Çavga’nın bu açıklamalarına karşılık bazı turizmciler isimlerinin açıklanmamasının şartıyla
Arap Turizm Örgütü ile devletimizin 3 Mayıs 2016 Türkiye’de bir temsilcilik ihdas edilmesine ilişkin anlaşmanın yapıldığını bunun da Resmi Gazete’de yayımlandığını dile getirdiler.
Ardından şehrimizde polemikler yaşanmaya başladı.
Açıkçası siz değerli okurlarımız haricinde bazıları ‘Bir bardak suda fırtına koparmaya’ çalışıyor.
Biz Sayın Çavga’nın ve ismini açıklamayan kişilerin verdiği bilgileri manşete taşırken tek bir gayemiz vardı.
O da şehrimizin menfaatidir. Bütün tarafları dinleyip şehrimiz adına doğru işlerin yapılmasına katkı vermekti amacımız. Bunun yolu da elbette ortak akıldan geçiyor.
Bunun dışında başka bir amaç yoktu.
Şu da gazetecilikte bilinmelidir ki ‘Haber kutsal, yorum hürdür.’
Biz bugüne kadar haber yaparken tüm tarafları dinlemeye çalıştık.
Yapılan haberlerin ardından yorumu da siz değerli okurlarımıza bıraktık.
Bu yüzden okurlarımız haricinde fırtına koparıp bir takım ithamlarda bulunmaya çalışanlara diyoruz ki polemik yapmak, suçlamak, tanımadan karalamak ve iftira atmak yerine şehrimizin gelişmesine, kalkınmasına katkı verin. Şehrimiz adına güzel bir fikriniz varsa ortaya koyun, yoksa susun, karalama kampanyası başlatmayın.
Doğruyu hep birlikte alkışlayalım, yanlışı ise kırıp dökmeden eleştirelim.
Haksız yere ‘Çamur atmakla’ kimsenin eline bir şey geçmez. Bu sizin zararınıza olur hem bu dünyada hem de ahirette.
Neyse biz konumuza dönelim. Kimsenin avukatlığını yapacak değiliz. Yalnız yukarıda da dediğim gibi ‘Haber kutsal, yorum hürdür’ kaidesinden yola çıkarak bu konuda acizane olarak bizim de söyleyeceklerimiz var.
Şöyle ki Sayın Çavga’nın açıklamaları belli ki bazı kesimleri rahatsız etmiş durumda.
Aslına bakılırsa Çavga’nın açıklamaları yanlış anlaşılmış gibi.
Bilimsel olarak bakıldığında literatürde ‘Arap Turizmi’ diye bir terim olmayabilir. Ancak ülkemizde son yıllarda Körfez ülkelerinden gelen milyonlarca ziyaretçiyi de kimsenin inkar edecek hali yok.
Çavga, aslında Körfez ülkelerinden gelen turistlere karşı çıkmıyor, turizm yatırımlarının hem bölgemizde hem de şehrimizde doğru şekilde yapılmasını ifade etmeye çalışıyor.
Elbette Arap, Alman, Rus, İtalyan, Çinli, Japon vs. turistler de şehrimize akın akın gelmeli.
Bunun içinde başta turizmciler, STK’lar, şehrimizin tüm dinamikleri yoğun gayret içerisine girmeli. Tüm STK temsilcilerimiz birbirini kırıp dökmeden, kavga yapmadan kalıcı işlere imza atmalılar.
Doğru yatırımlar, doğru zamanlarda hayata geçirilmeli. Sadece Körfez ülkelerinden gelen turistlere yönelik yatırımlar yapılmamalı. Turizm adına sadece oteller inşa edilmemeli.
Avrupa’dan ve dünyanın dört bir tarafından şehrimize turist çekmek istiyorsak şehrimizin cazibesini artıracak yatırımları da hayata geçirebilmeliyiz.
İşte bunun için Çavga açıklamalarının devamında demişti ki “Golf, sağlıktermal, kış, av, mağara, yayla, kongre, gençlik, yat, botanik, ipek yolu, inanç, hava sporları, dağcılık, akarsurafting, dalış ve kuş gözlemciliği gibi turizm çeşitlerine yönelik uzmanların planlama yapması ve bölgemizin turizm geleceğini kurtarması gerekmektedir.”
Doğru tektir. Sayın Çavga’nın bu açıklamalarına her halde kimsenin itiraz edecek hali yoktur.
Küçük pastadan değil de büyük pastadan payımızı almak istiyorsak bu turizm çeşitlerine de yatırım yapmak zorundayız.
Aksi halde yıllar boyu sadece Körfez ülkelerinden gelen turistlere bel bağlar dururuz. Onları da kaybedersek halimiz yaman olur.
Bu arada şunu da vurgulamakta fayda var. Körfez ülkelerindeki turistlerin yoğun olduğu şu günlerde biraz daha dikkatli söylemler içerisinde olmalıyız. Malum onları da kırıp dökersek şehirde turist kalmayacak.