Play-Off heyecandır.
Yeni bir başlangıçtır.
Sert mücadeledir.
Kemik sesidir.
Üzüntüdür.
Sevinçtir.
Ama ya Bölgesel Amatör Lig?
Umuttur..
Refaha giden yoldaki ilk adımdır.
Emektir.
Karşılıksız beklemektir.
Saniyelik hatayı kabul etmez, karşılıksız harcamadır. 
Başarı ister.
İkinciliği bile kabul etmez.
Hele ki Trabzon takımıysan, uykuların kaçar. 
Verilen sözler akıllara gelir, camialar daha da üstüne düşer.
Kimisi ezilir, birisi başarır.. 
Başaran hariç, herkes üzülür..
Bölgesel Amatör Lig öncesi son düzlük.. 
24 takım 10’a düştü.
10 takım 2’ye düşecek. Belki!
Şampiyonluk gelmezse 2 takım BAL’dan gelecek. Üçüncüsünün de düşme tehlikesi var. 
Demem o ki; Bu statüyle ne futbol kazanır ne de başarı gelir. 
Bu statü sadece futbolcunun bir senesini kurtarır.
O futbolcu da 35’lere geldiğinde farklı yerlerde karşımıza çıkacaktır.
Türk futbol tarihinin en saçma statüsü için 10 takımımız üst düzey mücadele edecek.
Sinirler gerilecek ve en az bir en fazla 2 takım gülecek. Diğerleri başka bahara diyerek döktüğü terle kalacak. 
BAL’a çıkan temsilcimiz başarılı olmak istiyorsa 1 milyon TL’ye yakın para harcayacak. 
Eski para 1 trilyon.. Hani şu 9 tane 0 olan var ya!..
Velhasıl kelam bu paralar verilecek. Orası kaçınılmaz..
Çünkü futbol bir endüstri ve reklam kapısı, heyecanı da var ki tam bir pembe tablo.. 
Ya tutarsa.. Ya tutmazsa?
Genel de tutmuyor ama yine de tüm temsilcilerimize başarılar.. 
Her fırsatta yakındığımız bir konu var..
Trabzon’da tesisleşme sıkıntıları..
Bir sahada 20 takım idman yapıyor diye hayıflanır konuşur da konuşuruz..
Ancak 3 yıllık bir bütçe planlanmasıyla Trabzon bu ülkenin yeniden mihenk taşı olabilir. 
Yöneticiler bir araya gelip belli bir bütçe ortaya koyarak kendilerine tesis ve altyapılarını oluşturup, yerel yönetimleri de işin içerisine katarak beklemek kısa vadede sıkıntı olsa da uzun vadede bu şehre en yararlı yatırım olmuş olur. 
Bölgesel amatör lig deniz üstüne fidan dikmeye benzer.. 
Adaya denk gelen meyve verir.. 
Ancak koca bir deryaya girmeden yere sağlam basmaktır mahir olan.