Bu memleketten ihanet genelde uzakta olmaz. “İhaneti eşiğinde hatta beşiğinde arayacaksın.” derler atalarımız. Yani yâd kişiyi ihanete duçar olmakla suçlamak hoştur ama yanında yakınındaki ihaneti hoş görmemek ise daha hoştur.

Sadede geleceğiz...

İhanetin miladı daha eskidir. 15 Temmuz sadece zuhurudur.

Daha eskiler bir yana, ta Özal’ın hükümet oluşundan beri başlar ihanet...

Ekonomik icraatlarından bahsetmiyorum kimsenin, Kürtçülük politikalarıdır benim maksadım.

Dişlerimizi çok sıkardık.

Ruhumuz bunalırdı.

Hep dayatmalarla yatardık talimatlarla kalkardık. Belki cebimizde bir sıcaklık olurdu ama asla ruhumuz ısınmazdı birilerine. Açıkçası memleketin kahir ekseriyetinin yazılı ve görsel basında bazılarını gördüğünde şeytanı görmüş gibi nevirleri dönerdi.

Bu Tayyip Bey’in iktidar oluşuyla da sürdü. Şahsına itimadımız tamdır ama bir sinsi ihanet hep etrafında sessiz bir dere gibi akar dururdu.

Nereden bilebilirdik içten bir kuşatılmışlık içinde memleketin idare edildiğini. Gölge ruhların tasallutunda tutsak olduğumuzu.

Düşünün devletin yüksek makamlarını işgal eden zevatın uyduruk belgeleriyle harim-i ismetimiz olan kozmik odamız ecnebi köpeklerince basılıyor, bin bir yalanla hakikatler asılıyordu.

Aslında ihanet çok aşikârdı da inanın ihaneti sadece yakıştıramıyorlardı sulu gözlere. Bu da gözleri kör ediyor, itimat etmediğimiz sözlere de bu körlükle kılıflar uyduruyorduk.

Hatta milletin adamları bile yanlış danışmanlarla milletin gönlünde yara açıyordu. Sonra anlaşıldı işin kaynağı da milletin adamı milletine döndü.

Ama arı çatlatmış zevat ise çözüm süreci esnasında bebek katiline sitayişler düzüyor, Türk milliyetçilerini hakaretleriyle üzüyordu. Noktası virgülüne dokunmadan sulu gözlü zevatın sözleri şöyle diziliyordu:

“Sayın Öcalan demek suç olmaktan çıktı. PKK'nın kendine ait bayrağını elinde taşımak ve Öcalan'ın posterini elinde taşımak suç olmaktan çıktı. Hatta Türkiye'nin sistemi (eyalet kastedilerek) böyle olmaktadır. Türkiye'de eyaletler demokratik özerklikler falan bunların hiçbirisi artık suç değil. Geçmişte bu suçlamalardan ceza evinde yatanların hepsi çıktı. İsyan edip dağa çıkanları anlamamak ayıp olur. Ben de hakkım yense dağa çıkardım."

Kim söylemiş bunları...

Milli Görüş geleneğinden gelip cemaat geleneğinde konaklayan bir kadim siyasi zevat...

Hatta “APO beş vakit namazını kılan bir insanmış. Hatta az kalsın Nurcu oluyormuş” gibi zırvalar da cabası.

Açık konuşmak lazım, bugün Afrin’de Öcalan posterini uçuran TSK jetleri arı azalmış zevatı ağlatmış mıdır, bilmem.

Bildiğim; bu nevi kişiler sorgulanmadan bu memlekette adalet vardır diyemeyeceğimdir.

Evet haklı olarak TTB gibi ihanet şebekelerinin üstüne gidilsin de bize yakın TTB'ler hala sorgusuz sualsiz tatava etmesin lütfen!