AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki yaptığı açıklamada belediye başkanlıklarına aday olacak kişilerde olması gereken özellikleri anlattı.
Artık bundan sonra top, aday olmayı düşünenlerde.
Şapkalar bir yana, kriterler bir yana koyulup öyle karar verecekler.
Yoksa biliyorsunuz, yanlış hesap Bağdat’tan dönüyor.
Özhaseki’nin açıkladığı kriterleri belki okumayıp kaçıranlar olabilir, ben onların bir bölümünü sizlerle paylaşmak istedim.
Bakın Özhaseki aday olmayı düşünenlerden ne istiyor…
“Yeni seçilecek belediye başkanlarının fiziği, müziği ve yüreği güzel olacak.
Eli yüzü düzgün olacak.
Adam şehir temsilcisi olarak seçilmiş, insanların karşısına çıkıyor, insanlar bakınca benim başkanım diyebilecek.
Müziği derken türkü söyleyecek değil.
Konuşması da düzgün olsun isteriz.
Yüreği güzel olsun, sofrası açık olsun, gelenle gidenle sohbet etsin.
Belediye başkanları orkestra şefi gibi olacak.
Şehrine yön verecek, şehrine ufuk açacak, şehrine değer katacak.
Belediye başkanları bütçeyi doğru yönetebilmeli.”
Var mı bunların üzerine söyleyecek bir söz?
***
BAŞKA YERLERDE ARAMAYIN
En sağlam sonucu sokaktan alırsınız.
Birde mahalle muhtarlarından.
Onu ziyaret edeyim o ne der, bunu ziyaret edeyim bunun fikri ve zikri nedir, şuna gideyim o ne düşünür…
Bunlar bana göre işi uzatmaktan veya işi başka yöne çekmekten öte bir şey değiştirmez.
Genel Merkez’den gelen siyasiler, şehir ve ilçeler üzerinde belediye başkanlıkları için fikir sahibi olmak istiyorsalar lamı cimi yok sokağa inip, sokağı dinleyecekler.Çünkü sokak milli iradeyi temsil ediyor.
Milli irade dediğimiz sokaktaki millet değil mi?
Bunu dışında ki görüşlerin, alınacak sonuca çok fazla etki edeceğini asla düşünmüyorum.
Tabi ki herkesin fikrine de saygı duyuyoruz.
Ancak çoğunluğun sokaklarda olduğunu da unutmamak gerek.
Açıkçası sokak tertemiz bir ayna efendiler.
Yeter ki o aynaya iyi bakılabilmeli.
***
NEYİN KAFASINDALAR?
Memur-Sen, Andımız için açıklama yapıyor.
Yapılan açıklamada andın ırkçı bir söylem olduğuna dikkat çekiliyor.
İnanın bu açıklama karşısında nutkumuz tutuluyor.
Çok şey söyleyip çok şey yazmak istiyoruz ama ülkemizin de içerisinden geçtiği süreç ortada diyerek söyleyeceklerimizi ve yazacaklarımızı es geçiyoruz.
Memur-Sen’in Trabzon Şubesi neyin kafasında anlamış değilim.
Danıştay, öğrenci andı yeniden okullarda okutulsun diye karar veriyor, Memur-Sen bu kararı eleştirisel boyuta taşıyor.
Yuh ki ne yuh!
İşte bakın Andımız’ın sözleri...
İyi bakın bu sözlerin neresinde ırkçılık var?
Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!
Ey Memur-Sen, varlığımızı kime armağan edelim?
Sonunu nasıl bağlayıp mutlu olalım?
***
HADEYİN ORADAN!
Neye göre bindirim?
Neye göre indirim?
Döviz çıktı.
Fiyatlar uçtu.
Döviz düştü, fiyatlar lay lay lom oldu.
Açıkçası işin cılkı çıktı.
Tam bir tiyatroya dönüşüverdi olay.
Deniyor ya, ‘fiyatlarda yüzde on indirim’ yapılacak diye.
Sakın inanmayın!
Hepsi film icabı söylenen sözlerden ibaret.
Bir ürün düşünün; fiyatı döviz krizi yaşanmadan önce 10 TL idi.
Krizden dolayı bu ürünün fiyatı 20 TL’nin üzerine çıktı.
Şimdi kalkmışlar yüzde on indirimden dem vuruyorlar.
Hadi eski fiyatına dönün ürünlerin ve o fiyat üzerinden yüzde on indirim yapın bakalım yapabiliyor musunuz.
Bizler de sizleri alkışlayalım ve helal olsun diyelim.
Ürün üç kat artmış sen yüzde on indirim yapıyorsun.
Sevsinler sizin indiriminizi.
İndirim yaparken bindirim yapmayın.
Bizler buna da razıyız.
***
BANA GÖRE ARANAN KAN
İşinin ehlidir.
Daha doğrusu ömrü belediyecilikle geçmiştir.
Bana göre Beşikdüzü için doğru bir isim.
Hani deriz ya, ‘Aranan kan’ diye.
Erdem de Beşikdüzü Belediyesi için aranan bir isim ve kandır.
Belediye Başkanlığı’na aday olup seçilmesi halinde ilçesine büyük hizmetler yapacağına inananlardan birisiyim.
Cahit Erdem’i burada uzun uzadıya yazıp anlatmaya gerek duymuyorum.
Onu zaten herkes tanıyor ve biliyor.
Yeter ki Cahit başkana bu imkan verilsin ve destek olunsun.
Dipnot: Diğer aday adaylarına da saygımız sonsuzdur. Onların da adaylık en doğal haklarıdır.
***
FINDIKZADE SENFONİ ORKESTRASI
Bundan sonra yapılması gereken mi?
Sizi bilmem ama benim aklıma şu fikir geldi.
Bütün fındık üreticileri adının ‘Fındıkzade Senfoni Orkestrası’ olacağı bir grup kurup, hep birlikte ‘yine yeşillendi, fındık dalları’ türküsünü söyleyerek Meclis’e gitmek olmalıdır.
Haklarını hukuklarını arayacak oldukları yer orasıdır.
Hadi başlasın senfoni orkestramız!
Yine yeşillendi fındık dalları, acep ne olacak yarin halleri.
Dalgalanıyor pembe şalvarı kız allan pullan gel, gel yanıma.
Beyaz kollarını dola boynuma.
Tabya başında üç kız yan yana, içlerinden biri pışt dedi bana.
Sağ olsun seni doğuran ana.
Fındık dalları yerlere değer, yarin bakışları kalbime değer.
Ölürüm seni almazsam eğer.
***
BU KADAR KOLAY MI?
Bu kadar kolay tu kaka yapılmamalı.
Ne yapmış AK Parti Milletvekili Salih Cora?
Grubunun aldığı karara uymasa mıydı?
Sahi ne yapsaydı?
Daha düne kadar yere göğe sığdıramadığımız Cora’yı bir el kaldırmaktan dolayı bu kadar çabuk tüketmemeliyiz.
Daha düne kadar partili partisiz herkesin işaret edip, ‘İyi ki Salih Cora var o da olmasa Trabzon’un sorunlarını kimse dile getirmeyecek’ denilen milletvekiline şimdi neden bu kadar bel altı vurulmaya çalışılıyor?
Sahi bunları hak edecek ne yaptı Salih Cora?
Daha düne kadar, ‘Cora olmazsa şehrimizde vekil göremeyeceğiz’ diye herkes bunu açık seçik şekilde söylüyordu.
Peki şimdi ne yaptı Salih Cora ki kendisine vurun abalıya yapıp onu itibarsızlaştırmaya çalışıyorsunuz?
Daha düne kadar Salih Cora’yla sarılıp koklaşmak için kılı kırk yarıyordunuz ve ‘Allah razı olsun ondan işimizle ilgilendi, kapılarını ardına kadar bizlere açtı’ diye hava cıva atıp çevrenize tafra yapıyordunuz.
Bir el kaldırdı diye suçlu mu oldu Salih Cora?
Sonra; Salih Cora ilk kez mi verilen bir önergeye el kaldırıp ret veriyor?
Yapmayın, etmeyin!
İkiyüzlü olmayın.
Bir gün gelir o tu kaka yapmaya çalıştığınız Salih Cora size de lazım olabilir.
Benden söylemesi.
***
ÇAREN YOK
Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek için ortaya atılan iddialar öyle yenilir yutulur de iddialar değil.
İddialar içerisinde her türlü atraksiyon mevcut.
Böylesine iddiaların cirit attığı bir üniversitede görevde olan rektörün o görevini sağlıklı yürütmesi mümkün değildir.
Soruyorum size, o makama nasıl saygı duyulacak?
Soruyorum size, o makamda oturan zatı muhtereme çalışma arkadaşları tarafından nasıl sevgiye mazhar olacak?
Soruyorum size, o makamda işlerin yürümesi, yürütülmesi için üst-alt arasında sağlıklı bağ nasıl yürütülecek?
Soruyorum size, böylesine absürt iddialarla suçlanan o rektörlük makamı çalışma arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacak?
Yapılması gereken ne mi derseniz?
Cevabım ona şöyle olur.
Çaren yok sayın rektörüm, istifa etmelisin.