Gelişmiş ülkelerde seçim biter, siyasi tartışma da biter. Ama biz meraklıyız gündemi canlı tutmaya. Özellikle liderlerimiz, hep kendilerinden söz edilmesinden pek hoşlanırlar. Bir meclis başkanı seçimi yaşadık. Sanki ulusal seçim gibi toplumu seçime odakladılar. Sonra ne oldu? Perşembenin gelişi çarşambadan belli değil miydi?
Kurt kuzuya seslenmiş:
-Suyu bulandırma.
Kuzu:
-Ben suyu bulandırmıyorum. Üstelik bulandırsam da sen suyun yukarısında ben aşağısında. Sana ne zararı olur ki?
Kurt:
-Yok yok bulandırmanı istemiyorum.
Kurt kuzuyu yiyecek ya, bahane arıyor. Başkan seçiminde Sayın Bahçeli, AK Parti adayına dolaylı da olsa destek olacak ya, “HDP’nin desteklediği adaya evet demeyiz” diyerek yine koltuk değneği görevini yerine getirdi. Elbette ki o kendi siyasal tercihi ama kurt-kuzu örneğinde olduğu gibi  HDP bahaneydi. Ancak bir şey ortaya çıktı, AK Parti’nin “Onlar konuşur AK Parti yapar” sloganının doğru olduğu. Çünkü bugünkü iktidarın oy oranı yüzde kırk iken muhalefet yüzde 60 olduğu halde becerip de Meclis Başkanı seçemediler.
Şimdi yine konuşuyorlar ama AK Parti yapan konumundadır. Hükümet kurulacaksa ya AK Parti kuracak veya kurulacak hükümetin içinde olacak. Hani bir söz vardır ya “İnek almaz dana emmez” diye. MHP, “Ben HDP’nin içinde olduğu hükümette yer almam” diyor. HDP, “Ben AK Parti ile ortak hükümette olamam” diye sesleniyor.
İster kabul edelim ister etmeyelim, bu iki ırkçı parti mecliste 80’er milletvekili ile temsil ediliyorlar. Milyonlarca kişinin vekilidirler. Öyle ise seçilene saygı duymuyorsanız, seçene saygılı olmak zorundasınız. Elbette ki her partinin kendine göre gerekçeleri olabilir. Ama toplumun bakışı önemlidir. Toplum, “Oturun anlaşın ve koalisyon kurun ve bizim sorunlarımıza odaklanın” mesajını verdiği halde, yeniden seçim havasını yaymak bence sağlıklı yaklaşım değil. Çünkü partilerin gerekçeleri ve mazeretleri ne olursa olsun oyların yüzde 60 oyunu alan partilerden bu toplum iktidar istiyor.
CHP, MHP, HDP aralarında anlaşamazsa ve hükümet olamazlarsa AK Parti’ye gün doğmuş olacak. AK Parti, “Bakın bunlara yüzde 60 oy verdiniz ama hükümet olamadılar, hükümet kurmayı beceremediler” yaklaşımı ile ulusun karşısına çıkacaklar.
7Haziran seçimleri, şu andaki muhalefet partilerine umut olmuştu. 3 partinin oluşturduğu blok 13 yıllık iktidarı al aşağı etmişti. 2023 Cumhuriyeti’in yüzüncü yılını AK Parti iktidarı kutlamayı hedeflemişti. Ama toplum hesaplarını bozdu. Mutlak iktidarın hesaplarını 7 Haziran seçimleri bitirdi.
Meclis Başkanlığı altın tepside AK Parti’ye sunuldu. Evet, muhalefet konuştu, AK Parti yaptı. Yüzde 40 oyla Meclis Başkanlığı’nı tereyağından kıl çeker gibi çekerek aldı. Karga ile tilki arasındaki peynir söyleşisi gibi oldu. Tilki kurnazlığı ile karganın ağzından peyniri kaptığı gibi AK Parti, başkanlığı öyle kaptı  ve onlar da kalakaldılar.
Toplum üç partiye iktidarı sundu. Ama seçimin hemen arifesinde meydan okumalar başladı. “Biz seçime hazırız!” diye. Meydan okuyanların oyları artacak mı, tek başına iktidar mı olacak? Bunun olamayacağını onlar da bildiği halde AK Parti’yi yapan durumuna  getirmek gayretine girdiler.
Görülüyor ki ya AK Parti+CHP koalisyonu veya kasımda seçim.
Umarız, ekonomik çıkmazda olan ülkemizi yeni seçime sürüklemezler.
Bilmem görüşüme katılır mısınız?