Karadeniz’in ve Karadenizlinin olmazsa olmazı olan fındık fiyatının açıklanma zamanı yine geldi.

Fındık üreticimiz, bu sezon iyi ve hak ettiği bir fiyat beklentisi içindedir. Çünkü, artan aşırı gübre fiyatları, artan aşırı işçiliklerin maliyeti çok yükseklere çıkardığı bir sezon içindeyiz. Fındık üreticimiz, bin bir çileyle emek sarf ederek yetiştirdiği, sonunda bu çile ve emeğin karşılığını almak için, onun can simidi olan fındığının fiyatının açıklanmasını beklemektedir. Bunun için, gözleri devlette, kulağı açıklanacak fiyatlara odaklanmış durumdadır. Fındıkta iyi bir fiyat beklentisi çiftçimizin en doğal hakkı ve isteğidir. Fındık hasadı başlamadan fiyatlar açıklanmalıdır. Fındık üreticisi, piyasada at koşturan fındık baronlarının insafına bırakılmamalı, onların eline mahkum edilmemelidir. Çünkü bu milletin desteğini aldınız.

Seçimlerde, size en iyisini, en güzelini, en layık olanı ben yapacağım, hakkınızı, emeğinizin karşılığını ben vereceğim diyerek bu milletin oyunu ve desteğini istediniz. Çiftçimiz, üreticimiz, hak ettiğini henüz tam alamadığı halde her şeye rağmen, bu desteği size verdi. Sizleri 21’inci senede de iktidara taşıdı ve devam edin dedi.

Şimdi destek sırası sizindir, yani devletindir, artık beklenilen bu desteği, amasız, fakatsız ve mazeret beyan etmeden vermelisiniz.

Çünkü; üretici mağdur, üretici artık üretimden vaz geçme noktasına doğru gidiyor.

Çiftçimiz üretmezse, ülkemiz dışa bağımlı olmaya devam edecek, bu da büyük bir çöküşün ve iflâsın kapısını açmak demektir.

Tarım ihmale gelmez,

Tarım ihmal edildiğinde o ülke intihar ediyor demektir.

Çiftçimizin üretecek imkanları ve destekleri artırılmalıdır. Ürettiğinin karşılığı verilmelidir.

Şartlar o kadar zorlaştı ki, geçmiş dönemlerin muhasebesini yaparak, bu günlerle mukayese ettiğimizde, üreticimizin çabası, gayreti ve alın terinin karşılığının 21 sene önceki alım gücü ile bu dönemki alım gücü arasında dağlar kadar fark vardır. Dolara bağlı bir ekonomik düzende, doların alıp başını gitmesi, serbest piyasada, at koşusu gibi hareket eden, her şeye tepeden tırnağa yağmur gibi gelen zamlar, bunun karşısında, kat kat artan maliyetler, alım gücünü neredeyse imkansıza doğru sürüklemektedir.

Bu durum karşısında, hükümet, üreticisini desteklemeli, ürettiği ürüne maliyetinin üzerinde bir fiyat verilmelidir.

Geçmişte bazı ufak tefek iyileştirme ve cabaları bir tarafa koyarsak, genelde, Türkiye tarımı için, bakanlar, ülkenin tarım ve hayvancılığını kalkındıracak işleri bırakmış, sadece iş değil, iş olsun diye lâf üretmişler. Köklü çözümler yerine, pansuman tedbirlerle işi ile idare etmişlerdir. Şimdi yeni bir dönem, yeni bir anlayış, yeni bir başlangıç için kollar sıvanmalı, üretici ve çiftçi desteklenmelidir. İşte bu tarımsal faaliyetlerde, Karadeniz bölgemizin en önemli gelir kaynağı olan, ülkemize yılda 2,5 milyar dolar kazandıran fındığımız  desteklenmeli.

Hükümet seçimlerde aldığı destek ve güvenle, tarımda köklü çözümler için, üreticinin, çiftçinin sorunlarına eğilmeli, sorunlarını çözmeli, sıkıntılarını gidermelidir.

Bizler, üreticinin, ziraat ile uğraşan çiftçinin temsilcisi olarak, her zaman çiftçimizin hak ve menfaatlerini koruma, sorunlarını çözmede hep yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz.

Hükümet, tarımda üreten ve tarımda kalkınmış bir Türkiye’nin varlığının, üreten çiftçinin korunmasından ve desteklenmesinden geçtiğini hiç bir zaman unutmamalıdır.