Ne diyelim, acı büyük tarifi olmayan infial büyük.
Ülkemiz bir haftadır içimizi derinden yakan deprem felaketi ile karşı karşıya.
İhmal, suiistimal ve sonu kadere bağlanan bir durum.
Allah bir daha böyle bir afat vermesin inşallah diye yüce yaratana dua ederken, bu duanın öncesinde hiçbir önlem alınmadan, kader ve kederin iç dünyasına teslim olmak ne kadar doğrudur.
Doğru olan tek bir sonuç vardır.
O da güvenli yaşam için, güvenli ortam oluşturmaktır diye düşünüyorum.
Dünyanın hiç bir yerinde, zaman ve mekan gözetmeksizin depremi yaşamak için kendimizi hazırlık içine dahil etmek en mantıklı davranış olduğu gerçeğini mutlaka değerlendirme içine almamız lazımdır.
Adı ile bize ürperti veren depremin, peşi sıra gelen artçılar, olması gereken doğa hadisesi ise, bizim bunun için hangi önlemi alıyoruz acaba.
Hiçbir önlem alınmadan yapılan binaların karşılığında Allah'ın yüksek hoşgörüsü içinde yer aramaya koyulmak isabet haricindedir desek yanlış olmaz.
Allah'tan geldik, zaman süremiz sonunda ona döneceğiz hiç kuşkusuz, fakat bu kâinatı mantık ve bilim üzerine kuran yüce Allah'ın, hangi mantık ve bilimini bünyemize dahil ettik, hiçbirini.
En ucuz söyleme kaçarak, hiçbir güven ortamı oluşturmadan yaratanın sorgulanması ne derece doğrudur.
Son derece adi işçilik ve malzeme ile yapılan bir binanın sorumlusu, o binanın yapımcısı ve kontrolcüsüdür.
İki kere iki dört ederin uygulama alanı yine aynı şekilde bilim ile sabittir.
Japonya'da elli kat ve daha yukarıda yapılan binalar var, bu binalardan ölü sayısı çok az görülür, kayda dahi geçmeyen bu olayda oradaki deprem şiddeti ise en az sekiz oranındadır.
Türkiye'de çok acil direk Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olacak Deprem Müsteşarlığı kurulmalıdır.
Evet, dünyanın hiçbir yeri güven içinde olmadığını ifade ederken, Türkiye'nin bu büyük depremden fazlasıyla ders çıkarması gerekiyor.
Diğer taraftan, Trabzon'da ise hiçbir imar ve planlama olmadığından, olası bir depremde Çukurçayır, Beşirli ve Kaşüstü bölgesinde ciddi bina yıkımı ile çok sayıda ölü ve yaralı olacağı mantık içerisinde ele alınmalıdır.
Bugün itibariyle, Trabzon'da her mahalle ve sokak, bina bina kayıt altına alınıp, yüksek katlar mutlaka yarı yarıya indirilmeli, uygun olmayan binalar çok acil yıkılmalıdır.