Tepe üstü yapsan da pike Aklanmaz bu rezil şike

Faik Işık isimli bir şahıs var.
Fenerbahçe’nin eski avukatıymış.
TV’lerde sık sık boy gösteriyor, boyundan büyük laflar ediyor.
Güya Fenerbahçe’nin 2010-11’de yerli yabancı tüm mahkemelerce kanıtlanmış, vicdan sahibi, adalet duygusu taşıyan herkesçe de onaylanmış, tescillenmiş şikesini aklayacak.
Şimdiye kadar ‘Hadi laa’ deyip gülüp geçiyorduk lakin sonunda öyle bir laf etti ki..
Haddini aştı..
O kadar da uzun boylu değil misali.
Neymiş ?
Trabzonspor FETÖ’cüymüş..

***

Bu lafla kendisini bitirdi aslında.
Demek ki kurnazlığı var ama zeki değil.
En basit bir mantıktan bile yoksun.
- Bak Faik Efendi; Eğer Trabzonspor dediğin gibi FETÖ’cü olsaydı, bu ülkenin Genelkurmay Başkanını bile ‘Terör örgütü üyesi’ diye hapse attıran gücün karşısında, Fenerbahçe’nin haddine miydi 10 puan geriden gelip şampiyon olmak?
Hakemlerin haddine miydi, Trabzonspor’un bariz penaltılarını vermemek, nizami gollerini saymamak.
Önce çeşitli  kumpaslarla düşürmeye çalıştıkları bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nı daha sonra öldürmeye kalkıp,  insanına kurşun sıktıracak, TBMM’sini  bombalatacak kadar gücü olanlara karşılık, Fenerbahçe 18 maçın 17’sini nasıl kazanacaktı?
Kaldı ki  FETÖ’cü hakimler, savcılar senin takımının üyesi,  başkanının, kaptanının yakın arkadaşı.
 Hayranı oldukları formanızı sırtından çıkarmayan kişiler.
Fotoğraflar, görüntüler ortada.
Tıpkı kimsenin yalanlayamadığı, inkar etmediği, üstelik kabul ettiği  şike tapeleri gibi.

***

Bak Faik Efendi;
Sen istediğin kadar kendini parala, TV’lerde şov yap..
Tarihe geçmiş gerçekleri değiştiremezsin..
Yani, değil laf cambazlığı.
Tepe üstü yapsan da pike..
Temizlenmez bu rezil şike.
Trabzonspor’a kurulan büyük kumpas ortadayken, bu kumpası  kuranları  kumpas mağduru gibi gösterme çaban beyhude.

***

Birilerine yaranma gayretine bir şey diyemem..
Yalnız bunu yaparken ağzından çıkanı kulağın duysun..
Sen Trabzonspor gibi bir camiaya  öyle rastgele atmaya devam edersen taş..
Birileri de çıkar yarar baş.
En azından der ki;
Acaba bu Işık da Işık Evleri’nde mi yetişti?
Çünkü bu kadar rezilce kumpas senaryosu yazma yeteneği olanların alt yapısı belli!   


Trabzonspor yol ayrımında
(Bu fırsatı da kaçırmayalım)

Ne başkan adayları Muharrem Usta ve Celil Hekimoğlu, ne de yazanı, çizeni ve taraftarı Trabzonspor’un bu kadar kötü durumda olduğunu bilmiyordu.
Sonunda öğrendik ki.
Meğer ölmüş de gömülmemiş.
Yılların savurganlığıyla öyle çıkılmaz bir noktaya gelinmiş ki.
Asgari ücret maaşıyla jaguar taksiti ödemeye çalışıyor..
Üstelik hepimizin de büyük beklentileri var!
***
Neyse ki sonunda Usta ve Hekimoğlu gibi iki insan çıkıp bu yükün altına girmeyi göze aldı. Sonuçta başkanlık ve ihale Usta ile ekibine kaldı.
 İkisini de kutlamak lazım. Trabzon gibi ne yaparsanız yapın kimsenin kimseyi ve hiçbir şeyi beğenmediği bir yerde  bu yükün altına girmek her babayiğidin harcı değildir.
        ***
Şimdi  başkanından hocasına, futbolcusuna kadar herkeste büyük bir gayret var.
 Doğru teşhis, doğru yöntem ve ilaçlarla  tedavi başladı.
Bu gidişin sonunda hasta kesin ayağa kalkar.
Yalnız biraz zaman tanıyacağız.
O her zamanki acilciliğimizle, “İçeride 5 dışarıda 3 vur, ligin tepesinde dur” gibi bir beklentimiz olmayacak.
Tabi şimdilik.
Yoksa zamanı geldiğinde 3’ü de 5’i de beğenmeyeceğiz.
Lakin taşların  yerine oturmasını bekleyeceğiz.
Hatta bu takım ligdeki ilk maçında Avni Aker’de  Kasımpaşa’dan da 3 yese bile  bu tavrımızı değiştirmeyeceğiz.
Çünkü Trabzonspor gerçekten yol ayrımında.
Ya bu bunalımdan çıkacak, ya da bir on sene daha mazisiyle avunmaya devam edecek.
Ve sonunda sıradanlaşacak.
Eğer çok uzun olmayan  bir  zamanda,  bir Göztepe, bir Ankaragücü, hatta bir Eskişehirspor olmak istemiyorsak başka da çaremiz yoktur.
Ya bu deveyi hep beraber güdeceğiz.
Ya da hepimiz köyümüze gideceğiz.
Lakin çoğumuzun köyü de yok!