Canımız yandı, üzüntümüz sonsuz, son 15 gün nasıl geçti hiç anlamadık. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 7’den büyük iki deprem ile sarsıldık. İki gün önce yine bir pazartesi akşamı bu kez akşam saatlerinde Hatay Defne ilçesi merkezli dakikalar içinde yaşanan 2 büyük artçı sarsıntı ile yüzleştik. Can kayıplarımız oldu. Özellikle Kahramanmaraş merkezli iki depremde kaybettiklerimizin sayısı 50 bine dayandı. Bu sayının daha da artması bekleniyor. 11 şehri ve yaklaşık 14 milyon insanı etkileyen büyük depremde bazı illerde arama ve kurtarma çalışmaları devam ederken, bazı illerde artık enkaz kaldırma çalışmalarına geçildi.
Depremin ilk şoku atlatıldıktan sonra devletimiz tüm imkanları ile deprem bölgesinde yer aldı. Arama kurtarma çalışmalarının yanı sıra depremzedelere yönelik tüm çalışmalar yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Asrın felaketi sonrasında Türk milleti adeta deprem bölgesine yardım için seferber oldu. 7’den 77’ye herkes elinden geldiğinin fazlasını yaparak depremzedelere yardımda bulundu. Sadece Trabzon’dan yüzlerce TIR yardım malzemesi deprem bölgesine gönderildi. Bir nebze olsun depremzedelerin ve asrın felaketinde haritadan silinme noktasına gelen şehirlerin yarasına derman olmaya çalışıldı. Yüzlerce arama kurtarma ekibi ve gönüllü deprem bölgesine gitti. Asrın felaketinde Türk milleti birlik beraberlik, yardımlaşma ve dayanışmanın en güzel örneklerini verdi ve vermeye devam ediyor. Yardımlar sürüyor, sürmeye de devam edecek. Birlik beraberliğe, dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde yine adetleri olduğu gibi bazı kesimler çatlak seslerini çıkarmaya, bu elim olaydan dolayı devletimizi ve yönetenleri yıpratmaya devam ediyor. Acı üzerinden siyaset yapmaya çabalıyorlar. Ama boşuna. Artık sözün bittiği yerdeyiz, bu algıların bir karşılığı yok millet nezdinde. Bunu bilmeleri gerekiyor.
Bu zor günleri el birliği ile aşacağız ve geride bırakacağız. Ama çıkarmamız gereken çok dersler var. Bu konuda ne yazık ki geçmişte yaşadığımız acı tecrübelere rağmen geç kaldık. Bundan sonra adımlarımızı sağlam ve kararlı bir biçimde atalım. Ne yazık ki deprem ülkemizin gerçeği, bununla yaşayacağız. Doğusu, batısı ile kuzeyi güneyi ile bir deprem ülkesiyiz.
Ya yaşadığımız bölge, Karadeniz’in de bir deprem gerçeği var. Bilim adamları bu gerçeği ortaya koyuyor, bunu inkar edemeyiz. Çarpıcı bir örnek verirsek yaşadığımız şehir Trabzon’un 2018 yılından önce yapılan yapıların deprem gerçeğine göre yeniden gözden geçirilmesi lazım. Üç-beş liradan kaçıp yapılarımızı kontrol ettirmekten kaçınmayalım. Bu anlamda yerel yönetimlere büyük iş düşüyor. Belediyelerimizin bundan sonraki süreçte önceliği yapıların deprem gerçeğine göre kontrollerini yapmaktır. Bu konuda da bir seferberlik başlatılmalıdır. Yoksa iş işten geçtikten sonra pişmanlık duymanın faydası yok. Zararı ise çok. Asrın felaketinde hayatını kaybeden insanlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Başımız sağ olsun. İnşallah bir daha bu ve buna benzer felaketler güzel ülkemde yaşamayız. Ve düsturumuz daima şu olmalıdır. Tedbiri al, takdiri Allah’a bırak.