GÜNEŞ’DEN TAM İSABET SÖZLER

Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş’in Konyaspor maçı öncesi  Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde yaptığı basın toplantısını bizzat yerinde takip ettim. Efsane  teknik direktör Güneş, basın toplantısında tam isabet sözler kullandı. Hocanın takımın durumuyla ilgili analizleri, sorunlara ilişkin tespitleri ve çözüm konusunda yapılacaklara ilişkin değerlendirmeleri benim nazarımda nokta atışıydı ve yerli yerindeydi. Ama hepsinden öte yaşına rağmen Güneş’i oldukça dinamik ve heyecanlı gördüm. Konuşmaları, konuları ele alış biçimi ve geleceğe dair umut dolu sözleri gençleri cebinden çıkartır derecede arzu ve istek doluydu. Maşallah diyelim ve çalışmalarında başarılar dileyelim. Bakın değerli Trabzonsporlular; Hocamızında sık sık işaret ettiği üzere en azından devre arasına kadar bu takıma şans verelim ve olası menfi sonuçlara karşı sabır gösterelim. Kaldı ki Trabzonspor camiası ne zaman beklentiyi en aza indirip stres seviyesini azaltsa, peşinden mutlaka başarılı günlerin şafağı sökmeye başlayacak.

CAMİ-KİLİSE RAHATSIZLIĞI !

Bunu anlatmasam olmaz. Dikkat edenler biliyordur  geçen günlerde rahmetli Başbakanımız Ahmet Yılmaz  için bir mevlit okutuldu. Akşam namazının ardından Mevlide başlayacak İmam Efendi başlamadan bir anımı anlatmak istediğini iletti bizlere.  İmam, ‘’Bir hoca arkadaşım ile Almanya’nın Duisburg şehrine görevli olarak gittik. Şehirde 32 cami var ancak Alman hükümeti din görevlilerine oturma izni vermiyor. Biz oradayken o dönemin başbakanı Mesut Yılmaz Almanya’ya geliyor ve durumu kendisine anlatıyorlar. Mesut beyde dönemin Almanya başbakanı Helmut Kohl’e durumu aktarıyor. Kohl, Duisburg’da 32 caminin olduğunu ve bunun normal olmadığını söyleyince Mesut bey de, Mardin’de 52 kilise var biz bundan bir rahatsızlık duymuyoruz cevabını veriyor. Bunun üzerine oturum izni sorunu çözülüyor. (Nazım ÖZCAN)

JAPON İMPARATORU NİNTOKU !

Japonya'da 4. yüzyılın sonlarına doğru tahta oturan İmparator Nintoku, yüksek bir kuleye çıkar ve ülkesine bakar. Gökyüzüne doğru yükselen tek duman dahi göremeyince, halkının yoksul düştüğüne ve bu yüzden hiç kimsenin evinde pirinç dahi pişiremediğini anlar. Hemen bir ferman çıkaran Nintoku, halkının üç yıl boyunca sadece kendileri için çalışmasını emreder. Sarayda çalışanları bile evlerine gönderir. Sadece kendileri için çalışan halk, üç yılın sonunda bolluğa kavuşur. Nintoku kuleye çıkar, ülkenin her yerinde ocakların tütmekte olduğunu yükselen dumanlardan anlar. Yanındaki eşine sevinç içinde "artık zenginiz" der. İmparatoriçe ise üç yıl boyunca bakımsızlıktan dolayı her yeri eskiyen, çatısı akan, çiçekleri solmuş sarayı göstererek, "sen bu halimize zenginlik mi diyorsun" der... Nintoku’nun yanıtı, yüzyıllardır Japonlar'ın aklından çıkmaz; "Halkın fakirliği, bizim fakirliğimizdir, zenginliği de bizim zenginliğimizdir..."  (Alıntı)

Mirosław Szymkowiak’ın transferi!

Boluspor’dan Necdet’i, Elazığspor’dan Mehmet Ekşi’yi, Şekerspor’dan İskender’i, Samsunspor’dan Dobi Hasan’ı, Eskişehirspor’dan Orhan’ı, Konyaspor’dan Tolunay’ı, Beyoğlu Yeni Çarşı’dan Abdullah’ı, Almanya’dan Ogün Temizkanoğlu’nu, Malatyaspor’dan Tolga Seyhan’ı, Bursaspor’dan Egemen Korkmaz’ı, Karşıyaka’dan Onur Recep Kıvrak’ı bulan, transfer eden, oynatan futbol beyinleri ve Trabzonsporluluk artık tarih oldu. Trabzonspor sahtekar, komisyoncu, futbol simsarlarının eline düşmüş, hatta oyuncağı olmuş. Trabzonspor’un işi hakikaten çok zor. Trabzonspor’a gelmiş geçmiş en iyi orta  saha oyuncularından biri ise Polonyalı Mirosław Szymkowiak idi. Trabzonspor yönetimi bu futbolcunun transferi için eski futbolcuyu izlemek için görevlendirdi. Yönetime gelen iki raporun  ise 90 derece birbirine ters olduğu ortaya çıktı. Raporun biri 4-5 cümle ama olumsuz, diğer rapor ise olumlu ve iki A 4 kağıdı boyutundaydı.  Ancak  o dönemin yönetimi her türlü riski göze alarak Polonyalı futbolcuyu transfer etti. Bu durum  Trabzonspor’da  maalesef  aynen  devam ediyor.