Bizim bir çuval inciri berbat etmede üstümüze yok. En pahalı yatırımı yaparız ,en modern şekilde tanzim ederiz.Sıra kullanmaya geldi mi o eski hastalığımız nükseder.
Bakınız Trabzon Akyazı’da dünyanın en modern stadı yapıldı. Müştemilatlarıyla birlikte gerçekten imrenilecek bir tesis ortaya çıktı.
Emeği geçen herkese teşekkür etmek gerek.
Buraya kadar her şey normal.
Geçen açılış maçında stada yaklaştığımda sanki Hindistan’da bir maça geldim gibi bir hisse kapıldım. Stadın dışında neidüğü belirsiz bir şekilde sere serpe satılan köfteler, lisanssız ürünler “eyvah” dedirtti.
Hijyen olma ihtimali sıfır bir ortamda böyle serbestçe gıdaların satılıyor olması “ şehrimizin acaba sahibi yok mu” düşüncesine götürüyor insanı.
Böyle devasa bir yatırımın etrafında böylesine amatör işlere kimler izin veriyor?
Valilik nerede?
Büyükşehir Belediyesi ne iş yapar?
İl Sağlık Müdürlüğü hangi vazife için bir kurum olarak donanımlı kılınmış?
Daha bir dizi sorumlu Allah aşkına bu rezalete dur demeyecek mi?
Yolculuğu, tesisatçıların tesisatçısı Erkan ve Soner’le stadın içine girdik. Dışarısıyla içerisi arasında gece ile gündüz gibi fark var. Tuvaletleriyle,lavabosuyla,büfeleriyle ayrı bir güzellik karşılıyor insanı.
İçeride de köfte yapılıyor. Havalandırma probleminin dışında işletmeci firma bütün hijyen kurallarına uyarak insanlara hizmet veriyor.
İçeride vergisini ödeyip sağlık kurallarına uyarak işini yapanlarla dışarıdaki keşmekeşi nasıl aynı görelim? Bu ne ahlaka, ne hukuka ne de insanlığa sığmaz.
İçeride ufak bir araştırma yaptım.”Böylesine kısa sürede bir düzene kavuşturarak kim işletiyor büfeleri” diye sordum.
Üstündeki Bordo-Mavi formayla, eline geçirdiği hijyenik eldivenleriyle sıra sıra köfte dizen çalışan cevap verdi:
“Biz ta Ani Aker’den beri stadın işletmecisiyiz. Çok çilesini çektik bu işin. Zarar ettiğimiz zamanlarda bile hizmeti aksatmadık. Patronumuz Trabzon’un tanınmış simalarından Süleyman Hacısalihoğlu’dur” dedi.
“Kim ise helal olsun, bir taraftar olarak teşekkür ederim” dedim.
Memleketin hiçbir yerinde sağlıksız, kaçak işlere izin verilmemelidir. Uygarlığın ilk belirtisidir bu. Ama bizde devletin genel umdelerine riayet etmeyen yöneticiler cirit atıyor.
Sorumluluk almaktan çekiniyorlar. “Ekmek parası” mavalıyla sağlığımızla oynuyorlar.
Görüntü kirliliği de çabası.