İlk defa Galileo Galilei’nin söylediği, “Dünya Güneş etrafında dönüyor” turlarından dün biri daha bitti. Tarih yönünden dünya 2017’inci turunu dönüyor. Oysa kim bilir dünya kaç milyon yıldır aynı turu dönüyor.  2016 turu bitti ve 2017 turunun ikinci günündeyiz.

2017 turunda, öncelikle kamuoyunu bilgilendirmek ve yönetim birimlerini medya yoluyla denetlemek için mücadele eden, haber peşinde koşan tüm basın-yayın emekçilerine, gazete yöneticilerine, sahiplerine, kısaca tüm çalışanlarına huzurlu bir 2017 yılı diliyorum.

2017 dünya turunun ilk saatleri, kolay bir yıl olmayacağını göstermiş gibi. Geceden itibaren acı haberi aldığımızda, günlerdir dilediğimiz sağlık, başarı ve huzur dileklerimiz gölgede kalmış gibiydi.

Her ne olursa olsun, güzel ülkem umudunu korumalı. Ülkemiz için yapacağımız tek şey, hukuk kurallarına uyarak bilim ve akıl yolundan gitmektir. Bilimin yolundan gitmek çok kolay değil, ilk kez “Dünya Güneş etrafında dönüyor” diyen Galileo Galilei, Roma Engizisyonu (Kilise Mahkemesi) tarafından ev hapsine atıldı. Alışılmışlığı kabul etmek kolaydır, kimse size itiraz etmez. Farkı, devrimi ve bilimi savunmak zordur, alışılmışlığın tersine şeyler söylemek kolay değildir.

Durum böyle olsa da biz yine de kendi özelimize, Trabzon’a dönelim. Cazibesine dayanılmayan, seyyahların hayallerine süsleyen Trabzon için benim hayallerimdekiler:

Çok mecbur kalınmadığı sürece korna çalınmayan bir şehir olsa, 
Deniz ile aramıza set çeken yollardan uzak kaldığımız deniz şehri buluşturmayı tekrar sağlamanın yolu bulunsa,
Karadeniz Tıp Fakültesi’ndeki araştırmada yapılan bir buluş ile bütün dünyanın dikkati Trabzon’a çekilse,
Teknoloji Üniversitesi kurulsa ve Trabzon bilişim ve yazılım üssü olsa,
Rusya ile gelişen ticaret sayesinde tarihte olduğu gibi Trabzon-Rusya arasında vızır vızır işleyen uçak, feribot, kara taşımacılığı olsa,

Her türlü şiddetin -özelikle kadına karşı- Türkiye’de en az olduğu şehir Trabzon olsa,
Dünyada ses getiren bir filmin Trabzon’da çekildiği bir yıl olsa, yıkıldığı günden beri yapımı tartışılan opera binasının inşasına bu yıl başlanmış olsa,

Trabzon’un bütün eğitim kurumları, eğitim ve öğretimi ile Türkiye’de ilk sırada olsa,
Engelli bireylerin evde kalmak zorunda kalmadığı, engelli dostu bir şehir olsa,
Tarım ve hayvancılıkta daha çok ürettiğimiz bir yıl olsa,
Kültürel mirasın gerçek anlamda korunmaya başlandığı bir yıl olsa, Sümela Manastırı ziyaretçi akınına uğrasa,
Üreten ve katma değer yaratan bir şehir olsa,
Centilmenlik, saygı ve sevgide Türkiye’yi şaşırtsak, Hepsini yapmak çok kolay, sadece bilime uymak ve candan çalışmak gerek. Bence mevcut kaynaklar yeterli.
Ülkemizde nasıl bir marka oluruz hayali bile çok güzel… Umudunu koru ve sadece iste ve dene...

İYİ YILLAR OLSUN!