Aşk üzerine çok şey yazıldı söylendi hep de yazılıp söylenecek. Kişiye ait aşk tarifi ve yaşanmışlık olduğuna inananlardanım. Mevlâna'ya göre her şeyin temelinde aşk vardır. İnsanın dünyaya gönderiliş nedeni aşktır. Çünkü ona göre aşk, insanı bütün her şeyden arındırır. Aşk, bir haldir, bu hal anlatılmaz ancak yaşanır.
Dünyanın en ünlü 12 aşk hikâyesinin hepsi ölüm ve hüzünle biter mutlu yaşayıp torunları ile son bulan aşk yok büyük aşklar bunun için büyük oluyormuş!
Bana göre yanlış bir bakış acısı her aşk büyüktür, aşkı unutulmaz yapan yaşayan ve yaşatandır. Tarifi yok aşkın anlatılmıyor yaşanıyor. Hiç ayrılmayacak her an ayrılacak gibi yasamalı yaşatmalı askı.
Her aşkın şarkısı şiiri hayalleri hüzünleri anıları olmalıdır. Yaşadığın süre içinde bunlarla süslemelisin aşkını heyecan katmalısın duygu yüklemelisin. Aşk içindeki niagara şelalesi gibi olmalı ‘Niagara şelalesi dünyada tek ters akan şelaledir’ duyguların kalbine çarparak hiç durmadan akmalıdır.
14 Şubat aşkın miladı olduğu için önemlidir yoksa aşkı bir ömüre sığdıramazken günlere aylara yıllara sığdırmaya çalışmak aşkınızı küçültmek olur.
Şike Süresince!…
Kulüp tarihinde olmadığı kadar borcun içinde ve bunun karşılığı yok maalesef. Yani şu kadar borcum var ama şu kadar değerde de futbolcum var diyebileceğiniz bir durum yok ortada. Satmaya çalıştığınız ama aldığınız paraların dörtte birine bile satamadığınız yabancı transferler var elinizde. Bu borçlar bu transferler için yapılmış olması felaket bir durum. Başkanımız Trabzonspor’un şike süresince mağdur olduğunu ve haklarının savunulmasında yalnız kaldığını her fırsatta anlatıp duruyor. “Bu Konuyu İrdeleyelim Biraz.”
Ortada bir adaletsizlik var.Bunun İçin tüm namuslu insanların mücadele vermesi gerekirken seyirci kalması ayrı bir durum. Aklımıza şu geliyor. Bu adaletsizlikten ve haksızlıktan yararlanan o kadar kişi ve kurum var ki seslerini çıkarmıyorlar. İsmet İnönü ;“Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur” sözü bunun en güzel açıklaması.
Yapılan adaletsizlik sonucu Trabzonspor’un haklarının elinden alındığı için tüm camia ayağa kalktı. Bu süreçte Trabzonspor tertemiz çıktı. Süreç 19 aydır devam ediyor. Kulüp uğradığı adaletsizliği haksızlığı anlatmak için karışık, keyfi, izahı zor, bir süreç başlattı.
Şike davasını çözmek için oluşturulan TFF Başkanını ve yönetimini 2 yönetici ile tam destekledik. Aday olan hemşerilerimizi niye desteklemediğimizi bile kimseye anlatmadan şu anki Federasyona teslim olduk. Federasyonun 2.ayında Federasyonla kavgaya başladık. Bırakın geçmiş haklarımızı almayı her hafta uğradığımız haksızlıklara ve yapılanlara bile engel olamayan bir federasyonu desteklemişiz. Hakkımızı aramak ve adalet dağıtsın diye yolladığımız 2 yönetici TS haklarının verilmesini bırakın yapılan haksızlıklara bile ses çıkaramadılar. Her hafta farklı bir şekilde cezalandırıldık.
Hukuk büroları ve avukatlar kısmında yaptıkları izahı zor uygulamaları bu işin uzmanları yeri geldi mi anlatırlar.
Gelelim taraftarın yaptığı temiz futbol eylemleri ve şike panellerine.
Bu etkinlikler şike olayını gündemde tutma acısından çok önemli ve doğru işlerdir.
Artık Avrupa’da da yapılıyor ve aralıksız yapılmalı hepimiz de destek olmalıyız.
Bunları yaparken asıl yapmamız gerekeni seyretmemeliyiz,
FİFA Ve İnterpol’ün Türkiye’de yaptığı şike çalıştayına, FIFA üst düzey yetkilileri ayağımıza kadar gelmiş. Bu iş için karar verecek insanların olduğu sesimizi tüm dünyaya duyurabileceğimiz bir yer. TFF Türkiye’deki şike konularının konuşulmaması için özel ricada bulunulduğu söyleniyor.
Ve Bochum davasını örnek gösteriyor. Buna TFF yönetim kurulu üyelerimiz ses çıkarmıyor. Sanki Türkiye’de hala devam eden şike davası yokmuş gibi inanılır gibi değil. TS Başkanı ise bu yapılanları seyrediyor.
Gidip herkesin önünde çalıştayda uğradığımız haksızlığı anlatmıyor.
Pes valla pes. Oysa TS Başkanı 5ay önce ‘insan hakları mahkemesinin önünde yalnız kaldım’ diye demeç veriyordu. Her şeyi bilen her şeye konuşan ve her fırsatta TS sahibi oduğunu söyleyen divan ve sözde derin TS ise bunu seyrediyor şaka gibi. Kulüp avukatının müdahalesi ile çalıştayın ikinci ve son günü Erdem Egemen devreye sokularak toplantıya katılıyor. İyi ki de katılıyor ve toplantıda FIFA yetkilisi Ralf Mutschke (FIFA) ve Marc Cavaliero (FIFA Disiplin Komitesi Başkanı) İle görüşerek derdimizi anlatıyor.
Üç maymun oynanarak geleceğe dair çözümler üretemezsiniz. Geleceğe ait hesapları olup susanlar konuşmalısınız yapıcı bilgi verici çözüm üreten konuşmalar ve eleştiriler yapmalısınız yapmalıyız. Az olsun bizim olsun mantığı ile büyüyemez küçülürsünüz. Eleştiriye açık olmalıyız olmadığımız zaman sorunlar çözülmez hal alıyor.
Güzel bir söz var..: "Haklı bir davaya en büyük zararı muhaliflerin sert eleştirileri değil yandaşlarının akılsızca ve ölçüsüzce destekleri verir"
GÜNÜN SÖZÜ
"Değişiklikle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir..
Aşk gözle değil ruhla görülür."
Shakespear