Avni Aker’de oynanan ilk yarının son maçı Trabzonsporlu forvetleri ile Antalyaspor kalecisi Fornezzi arasında geçti gibi geldi bana. Oyunu kendi sahasında kabul eden ve kaleci hariç 10 oyuncuyla savunmada kalan konuk ekibi aşmak hiç de kolay olmadı. Böyle durumlarda ya oyunu kenarlara yığmak gerekir veya ölü toplardan sonuca gitmek gerekir. Trabzonspor, sol kenarı Yusuf, sağ kenarı Malouda gizli ileri uç oyuncusu olarak Olcan ile Henrigue gözüktü. Fırtına’nın kalesine pek giremeyen Antalyaspor’un tek şutu vardı Zeki’nin ayağından o da gol oldu. Burada şuna değinmek istiyorum.
Futbolun temel eğitiminde durdurucu karşısından atılan topları orta göbeğe değil kenarlara atmalı. Ama Bamba’nın uzaklaştırmak istediği kafa vuruşu ne yazık ki orta göbeğe atınca topu da ağlardan almak zorunda kaldı. İngiltere Primer Ligi’nde üst düzey oynayan bir oyuncunun bunu bilmesi lazım değil mi ?
Bordo-Mavililer ikinci yarıda da oyunun hakimiydi. 56. dakikada oyuna elini sokan Akçay, Aykut Akgün’ün yerine ofansif yönüyle dunkü maçın iyilerinden biri olan Adrian’ı oyuna sokunca Trabzonspor hareketlendi. Burada gözümden kaçmayan bir anekdotu yazmak lazım Aykut Akgün için. Dışarı alındıktan sonra kulübede yaptığı hareketler kendine hiç yakışmadı.
1-1 giden maçın skorunu değiştirmek amacıyla Henrigue’nin yerine giren Emre Güral, Antalya kalesini yokladı durdu. Sonunda kafa ile nefis bir kafa attı. Sakatlanan Emre Güral sahada çok kısa sürede kaldı. Uzun zamandır adeta nadasa çekilen genç oyuncu Yusuf Erdoğan, Antalyaspor karşısında sahanın iyileriydi. İlk yarıda durgun kalan Olcan da ikinci yarıya kendine gelerek oyuna girdi. Burada Malouda’yı unutmamak lazım. Ayağında iyi top saklayarak Trabzonspor’un hücumda çoğalmasını sağladı.
Onur’a pek işin düşmediği, savunmanın önemli pozisyon vermediği, Adrian’la canlanan orta saha, Emre Güral’ın nefis kafa golüyle Fırtına, 90 dakikada baskın oynadığı maçta haklı bir 3 puan alarak yeni yıl öncesi moral buldu.