Son yıllarda, özelikle de Covid-19 pandemisinin etkisini yoğun olarak hissettirdiği 2020 ve 2021 yıllarında turizm sektörünün krize girmesiyle işverenler Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği'ne ödemekle yükümlü oldukları aidatlar konusunda sıkıntı çektiler.
Durumun ciddiyetini kavrayan TÜRSAB yönetimi bazı kolaylaştırıcı önlemlerle acentecileri biraz olsun rahatlatmıştı. Son olarak Cumhurbaşkanlığı kararıyla harçlara yapılan artışın aynen TÜRSAB aidatlarına yansıması gündeme gelip de Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği de 2022 yılında acente ve şube kuruluş aidatı miktarını açıklayınca, bu durum turizm erbabının tepkisi ile karşılaştı. TÜRSAB, tepkiler karşısında aidatların kendileriyle ilgisi olmadığını 1618 sayılı yasaya göre tahsilatı yapmak zorunda olduklarını özellikle vurgulamıştı.
Konu ciddiyetini korurken geçen hafta Kültür ve Turizm Bakanlığı kaynaklı bir haber, seyahat acentelerinin TÜRSAB’a ödediği aidatlara bakanlık tarafından indirim sağlandığını müjdeliyordu.
Bu habere şaşırmamak mümkün değil. Çünkü bugüne kadar böyle bir girişimi olmayan Bakanlık nasıl oldu da böyle bir adım attı. Bakanlık bildirisi şöyle diyor; “Bilindiği üzere, tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına alan ‘Koronavirüs (Covid-19) Salgınının’ ülkemizin ekonomik ve sosyal hayata olan etkilerinin azaltılması amacıyla 16/4/2020 tarihinde TBMM’de kabul edilen 7244 sayılı Kanun ile seyahat acentelerinin Türkiye Seyahat Acenteleri Birliğine (TÜRSAB) ödeyecekleri 2020 yılı aidatlarının alınmaması kararlaştırılmıştır.
…
Bu ortamda, seyahat acentelerinin 2021 yılı yeniden değerleme oranında güncellenen Birliğe ödeyecekleri 2022 yılı yıllık aidatlarının (5.088 TL) işletmeler üzerinde yaratacağı olumsuzluğun giderilebilmesi amacıyla Bakanlığımızca birtakım tedbirlerin alınması ihtiyacı ortaya çıkmış olup ‘seyahat acentelerinin yıllık aidatlarına uygulanan yeniden değerleme oranının’ daha düşük seviyede uygulanmasına yönelik çalışma başlatılmıştır.
Bu kapsamda, 1618 sayılı Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanununun yıllık aidatları düzenleyen 35 inci maddesine fıkra eklenerek Sayın Cumhurbaşkanımıza yıllık aidatlara uygulanan yeniden değerleme oranını yüzde 50’ye kadar indirme yetkisi veren kanun teklifi taslağı hazırlanmıştır. Kamuoyunun bilgisine sunulur.”
Bilindiği gibi Resmî Gazete’deki tebliğle 2022 yılına ilişkin yeniden değerleme oranı yüzde 36,20 olarak belirlenmişti. 2022 yılında diğer vergi, harç ve cezalar gibi, acentelerin TÜRSAB’a ödeyeceği aidatlar da aynı oranda artacaktı.
İşte tam de bu sırada öğreniyoruz ki, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Firuz Bağlıkaya geçen yılın sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir mektup yazarak seyahati acentelerinin ödeyeceği aidat oranındaki artışın düşürülmesini istemiş.
Cumhurbaşkanlığı da söz konusu yazıyı Kültür ve Turizm Bakanlığı’na gönderince, Bakanlık da TÜRSAB’ın olurunu alarak aidatlardaki artış miktarının azaltılma yoluna gitti.
TÜRSAB üyesi seyahat acentelerinin ödeyeceği aidat miktarını yarı yarıya azaltacak yasal düzenlemenin çıkacak bir torba yasayla hayata geçirilmesi sabırla beklenirken, bu konuda ilk adımı TÜRSAB’ın attığı, bakanlığın da bu adımı takip ederek konuyu Cumhurbaşkanlığı makamına onaylattığı anlıyoruz.
Halk arasında bir söz vardır ya, “Ölü rahmet bulsun da, kimden bulursa bulsun.” Acentelerin derdine kim derman olursa olsun alkışlamak gerek.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile TÜRSAB arasında aylardan bu yana bir soğuk rüzgarlar esiyor. Nereden ve neden kaynaklandığı alçak sesle dile getirilen bu soğukluğun giderilmesinde bu iş birliğinin önemli bir adım olmasını yürekten temenni ederiz.
Turizm, yaralarını henüz sarmamışken devlet ve sivil toplum arasındaki kopuk ilişkilerin yerini güçlü ilişkilere bırakmalı.
İki meslektaş ve iki arkadaş olan Bakan Ersoy ve Başkan Bağlıkaya aynı masa etrafında tekrar bir araya gelebilmeli ve sektörün sorunlarına birlikte çözümler aramalılar. Anlamsız bir çekişme, laf yarışı ve medya üzerinden atışma hem bakana hem de başkana yakışmıyor.
Görevleri turizm sektörüne hizmet olan iki değerli yöneticinin aralarındaki soğukluğu gidererek barış iklimini hayata geçirmesini çok anlamlı olacak.
Mutlu yarınlar Türkiye’m.