1461 Trabzon..
Helal olsun o takımın başkanına, yöneticisine, hocasına ve futbolcularına.
Rakiplere ders verdiler, Trabzonspor’u yönetenlere de yol gösterdiler.
*
Çocuklar, çarpmaya Arena’da başlayıp, Kadıköy’de bitirdiler.
Yolculuğun uzun sürdüğüne bakmayın siz; İstanbul’un trafiğindendir!
Şimdilik Beşiktaş’a uğramadılar.
Önce, Arena’dakilere “sabah-akşam tok karnına kullanılmasında fayda görürsünüz” dediler,
Sonra, Kadıköy’dekilere tarifeyi biraz farklı tutup:
“Sabah-öğlen-akşamı” önerdiler.
Hırslarını alamayıp;
Hem Saraçoğlu’nda kolbastı oynadılar, hem soyunma odasında bulunan meşhur beyaz tahtaya “ Bize Her Yer Trabzon” yazdılar, hem de aynı tahtanın bir kenarına “ şanslısın Beşiktaş” notunu düştüler.
*
Trabzon’un altın çocuklarının azıcık tecrübeleri olsaydı guruptan çıkarlardı.
Giydikleri formanın renkleri bordo-mavi olduğu için de bazı maçlarda hakemlerden nasibini almadılar da değil!
*
Her Trabzonsporlu gurur duydu o takımla.
Çünkü:
Ödlek, korkak ve ürkeklerin 20 aydır yapamadığını Fenerbahçe’ye 20 dakika yaptılar.
Üstelik hakemi de yendiler.
*
O’nlar sadece rakiplere mi mesaj verdiler sanıyorsunuz!
Hayır!
O mesaj:
Yıllardır o topraklarda büyüyen-yetişen gençleri görmezden gelenleredir.
Sistemi olmayan, iki de bir bahane üreten teknik direktörleredir.
*
Futbolcularda durum böyle, ya hocada...
Mustafa Akçay, maç öncesi verdiği mesajlarla kalmıyor, uygulamaya da sokuyor.
“Emekten, ekmekten” bahsediyor.
Elinden en iyi oyuncular alınmış olsa da isyan etmiyor, etse de asla belli etmiyor.
Çünkü...
Kendine güveni, sistemi ve pırıl pırıl çocukları var.
Tabiiki çocukları da o’na inanıyor.
*
Eğer bir antrenör oynatmak istediği taktiğe, zihinsel-ruhsal yönden uygun oyuncular sahaya sürmemişse, önceden yaptırdığı antrenmanlarda futbolcuyu yüksek kondisyon düzeyine getirmemişse, taktik ve sistem adına ne söylerse söylesin; nafiledir.
Mustafa Akçay, hangi oyuncudan neyi alacağını, nerde ve hangi görevle oynatırsa keyifli ve sadık işçi olacağını bildiği ve de uyguladığı için takımı başarılıdır.
Bu da oyuncularını değişik terazilerde tartıp sahaya sürdüğünü gösteriyor.
*
Galiba her şeyi Fenerbahçe maçı sonrası Yusuf özetledi:
“ Gözünün gördüğü hiçbir şeyden korkma”
Ya yaşadıklarına ve hayal ettiklerine ne demeli?
Boşuna dememişler “çocuktan al haberi”
*
Bizlere böyle bir takımı izlettirdiğiniz ve o çocukları herkese tanıttığınız için teşekkürler Mustafa Akçay.
Gurur duyduk...
Bizleri 1970- 80’li yıllara götürdüğünüz ve kesitler sunduğunuz için teşekkürler çocuklar...
Mutlu olduk...