Trabzon ve Trabzonspor etrafında bazı karabulutların dolaştığını yıllardan beri yazmakta idik. Hatta biz “Avrupa Türkiye’yi , Türkiye de Trabzon’u bir türlü sevmedi” şeklinde önceleri şaka ile karışık ifade ederken bugün bu mesele tekerleme olmaktan çıkıp gerçeğe dönüştü. Nedendir, niyedir bir türlü anlaşılması mümkün olmadı(!)
Bu denli Trabzon’u aşağılara çekmek gayreti biliyoruz ki bu ilin milli ve manevi değerlerine bağlılığı, memleket sevdası ve devletine aşkı bazı mihrakları rahatsız etmiştir. Bundan birkaç yıl önce de Trabzonspor-Fenerbahçe rekabetini bahane ederek Fenerbahçe otobüsünün Rize’den dönüş esnasında Sürmene civarında pusuya düşürülüp kurşunlanması tam bir provakasyon olduğunu ben deniz o zaman da yazmıştım.
Güya işi, elinde carttan-curttan tek kırma av tüfeği olan bir gencin üzerine yıkmaya kalkışanların sonradan kim oldukları belli oldu ise de ne sebeptir bilinmez devlet bu işi sakladı. Besbelli idi ki Trabzon üzerine birilerini karabulutlar çekmeye çalıştı. Sadece bununla mı? Maçların abuk sabuk dakikalarında sahaya atlatılan deli-dolu gençlerin alet edilmesi, tribünlerin birilerince ateşlenmesi hep bunlar bu günün gayretlerinin ve Trabzon düşmanlığının o günden atılan tohumları idi. Bu günlerde de kala kala bu hakem ve TFF yönetiminin ayak oyunları kaldı.
Zira Trabzon halkını isyana teşvik etmenin en kolay yolu bu ilin kulübüne olan sevdası idi. Bu sevda ile oynanıp halkı sokağa dökmek.
Ne yazık ki hakem ve hakim sıfatına yakışmayacak adalet ve eşitlik hükümlerini hiçe sayan bir zümrenin teşviki halen Trabzon ve Trabzonspor üzerine çökmeye devam ediyor.
Peki biz bu karabulutların bizi mahkum edip niyetlerine kavuşmalarını mı bekleyeceğiz?
Elbette hayır.
Öncelikle tüm engellere ve adice provakatif olaylara rağmen takımımızı sahada inadına destekleyeceğiz.
Ha, taraftarımız bunu yaparken Trabzon’un diğer güçleri de harekete geçmelidir.
Bu konuda önceliği bu ilin iktidar milletvekilleri yürütmesi gerekir iken ne yazık kı halkımız “AK Parti’nin milletvekillerinin sesi çıkmıyor” şeklinde şikâyetlerde bulunmaktadır.
Bakıyoruz sadece İYİ Parti’den Hüseyin ÖRS ve CHP’den Ahmet KAYA dan ses çıkarken hükümetin milletvekillerinden ne bir beyanat aldık ne de bir haber. Neyse, netice itibarı ile bu kirli eller kimler? Olduğu araştırılırken, Trabzon ve Trabzonspor lobisinin güçlü ellerce bir araya getirilip güç birliği oluşturulması gerekir.
Trabzon’u ve Trabzonspor’u korumak sadece Trabzonspor yönetiminin işi veya gücü değil.
Fakat tüm siyasi yelpazenin, Milletvekillerimizin, hattâ ticari kuruluşlarımız ile mevcut derneklerimizin dahi el ele verip bu kirli ellerin kırılması için masada güçlü bir yumruk oluşturması gerekmektedir.
İşte o zaman “Birlikten kuvvet doğar” sözü gerçekleşir.