SÖZÜN BİTTİĞİ YER!
Demem o ki; çok başarılıymışsın.
Demem o ki, anketlerden açık ara önde çıkmışsın.
Demem o ki; STK’lar seni istiyor.
Demem o ki, partili partisiz herkesin gönlünü fethetmişsin.
Demem o ki; herkese dokunmuşsun.
Demem o ki, müthiş sevgiye mazhar olmuşsun.
Demem o ki; bırakın Trabzon’u güneydoğudaki iller ile kardeşlik köprüsü kurmuşsun.
Demem o ki; diğer siyasi partiler senin yol haritana göre pusuda bekliyorsa.
Demem o ki; bunlara rağmen tartışılıp, tartıya çıkartılıyorsun.
O zaman sözün bitiği yere geldik demektir.
Bu olguların üzerine başka bir yorum getirmek ise pişmiş aşa su katmak olur.
NASIL BELLİ OLACAK?
Yok, efendim muhtarların çağrısı.
Yok, efendim STK’ların ısrarla istemeleri.
Yok, efendim fazla dallandırılıp budaklandırılması.
Yok, efendim sosyal medyada sıkça paylaşılması.
Ters tepermiş.
Güya ters etki yapmış.
Allah aşkına bir adayın halk nezdinde sevilmesi.
Bir adayın halkta karşılık bulup bulmadığı.
Bir adayın isminin tabiri caizse cuk diye yerine oturması.
Bir adayla seçimin nasıl kazanılacağı.
Soruyorum aklı evvel olanlara nasıl belli olur?
Hadi bize de anlatın da biz de o yoldan gidip, analizimizi, yorumlarımızı ona göre yapalım.
TAKDİRLİK DAVRANIŞ
Faruk Kanca Ortahisar belediye başkan aday adaylığından çekildiğini açıkladı.
Ahmet Metin Genç’in, Büyükşehir belediye başkan adayı olacağı farzumaliyle, kendisi de Ortahisar belediye başkanlığına aday olduğunu ancak Genç’in tekrar Ortahisar Belediyesi başkan adaylığı devam ettiği için Ahmet Başkan’ın lehine çekildiğini belirtti.
Takdir edildi Faruk Kanca yaptığı bu hamlesiyle.
Bizler de kendisini takdir ettik.
İlçe adaylarının açıklanacağı sürece çok az bir süre kalmasına rağmen böyle bir duruşu sergilemek siyasette zordur.
Kolay değil tabi.
Bir yerde siyasi hayatını riske etmiş oluyorsunuz.
Faruk Kanca zor dönemlerde sergilediği duruşlarıyla Trabzon’da hep takdir edilmiştir.
O nedenle çok sevilir ve sayılır.
Bundandır ki, bütün oluşumlarda ismi en başa yazılır.
KİM NE DİYEBİLİR?
Sapla sapanı ayıralım.
Kimse AK Parti’nin açıkladığı büyükşehir belediye başkan adayı Murat Zorluoğlu’nun şahsiyetine, kişiliğine, bu zamana kadar yaptığı görevlere, tavrına tutumuna karşı değil.
Karşı da olamaz.
Çünkü Trabzon Zorluoğlu’nu tam manasıyla tanımıyor.
Herkes medyada yazılıp çizilenler kadar Vali Murat Zorluoğlu’nu tanımaya çalışıyor.
O nedenle diyorum sapla sapanı ayıralım diye.
Eleştiri ve karşı duruş sadece Trabzon dışından oluşunadır.
Eleştiri yine anketlerin ve teşkilatların yaptığı temayüllerin kayda alınmamasınadır, değer verilmemesinedir.
Yoksa kimin ne işi olur sayın Zorluoğlu’yla…
HEMEN SAF DEĞİŞTİRDİLER
Bu kadar yalakalık olmaz.
Bu kadar erken terk ediş de.
Ne oluyor yahu?
Azıcık omurgalı olun.
Azıcık dik durmayı deneyin.
Her şey menfaat çıkar değil arkadaş.
Her şey para da değil.
Zorluoğlu, Trabzon’a henüz daha ayak basmadan, kendisini öyle bir yalayan yıkayanlar var ki.
Yazılanları okuyunca inanın akıl tutulması yaşıyorum.
Yalama yutma işini iyi yapan, kimselere bırakmayan bir arkadaş var.
Sizlere ne oluyor?
Bırakın adam işini yapsın.
Adamın mesleğini elinden ne diye alırsınız?
Açıkçası seviye ve kişilik yerlerde sürünüyor.
Bu kadar seviye düşürülmemelidir.
Bu kadar yalaklık yapılmamalı.
Daha düne kadar Orhan Gürükçüoğlu’na toz kondurmayanlar, bakıyorum hemencecik saf değiştirip Zorluoğlu’nun yanında yer tutma yarışına girmişler.
Tipler mi kim? Aynı tipler.
Kişiler mi kim? Aynı kişiler.
Sadece kafanızı biraz yukarı kaldırın. Kimler olduğunu çok rahat göreceksiniz.
Siyaset bunlara kalmışsa.
Takdir, tekdiri bunlar veriyorsa vah ki ne vah?
ZAMAN SU GİBİ AKIYOR
Önemli olan, oturduğunuz koltuğun hakkını verebilmektir.
Önemli olan, o koltuktan güç almak değil, o koltuğa güç verebilmektir.
Önemli olan, oturduğunuz koltukta güç zehirlenmesi yaşamamaktır.
Önemli olan, o koltuktan bir gün gelip kalkacağınızı bilmektir.
Önemli olan, o koltuğun ihtişamına kapılıp, insanlara yukarıdan bakmamaktır.
Önemli olan, o koltuktan aldığınız güçle yüksek oktavla sesiniz yükselmemelidir.
Önemli olan, o koltukta otururken mütevazılığı ön planda tutup, insanlara sarılıp sarmalamaktır.
Önemli olan kapınız ardına kadar vatandaşlara açık tutmaktır.
Önemli olan oturduğunuz o koltukta vatandaşın dertleriyle dertlenmektir.
Önemli olan o koltukta otururken, hizmetinizi yaparken hoş sedada güzel anılar güzel şeyler bırakmaktır.
Önemli olan o koltukta otururken kalp kırıp gönül yaralamamaktır.
Hayat kısa…
Zaman su gibi akıp gidiyor.
Bir gün geliyor koltukta kalmıyor, şanda şöhrette.
Ve diyorum ki, o koltuklarda oturanlar, oturmadan önce geldiğiniz yere bir bakınız.
Ve diyorum ki, bir gün o geldiğiniz yere döneceğinizi unutmamalısınız.