Futbol gerçekten tuhaf bir oyun..
Neyin ne olacağı hakikaten hiç belli olmuyor.
Bozüyük karşısında 25. dakika iki farklı yenik duruma düşen Pazarspor’un halini görenler “Ne olmuş bu takıma?” diye hayret içindeydiler.
Sanki hayatında futbol oynamamış insanlar bir araya gelmiş ve “Hele bu nasıl bir şeymiş “ diyerek top oynamaya çalışıyor gibiydiler.
Ne doğru dürüst bir pas, ne organize bir atak, ne de rakibe direnme...
Yani ilk kez maç izleyen birisi Pazarspor-Bozüyük maçını seyretse, “Bu ıstıraba nasıl katlanıyorsunuz” diye hayret ederdi.

Ancak ne olduysa ikinci yarıda oldu.
İlk yarıdaki takım gitmiş, sahaya bambaşka bir Pazarspor gelmişti.
Sanki  Mavi-Beyazlılara sihirli bir değnek değmişti.
Sağdan soldan, ortadan atak onlarda.
İleride rakibe basıp alan daraltarak nefes aldıramaz hale getirmek onlarda..
Pas yapıp oyunu yönlendirme, mutlak gol pozisyonlarına girme onlarda.
Ve de  bu kadar doğrunun sonucu  rakip filelere gönderilen biribirinden güzel dört gol de haliyle onlarda..
En koyu taraftarının bile havlu atıp “Fark yeriz” dediği bir  ilk yarıdan sonra  böylesine muhteşem bir ikinci yarı  sanmıyorum ki başka bir müsabakada yaşanmış olsun. 
Maçın ikinci yarısında ortaya koyduğu  mükemmel  futbol ve attığı birbirinden güzel dört gol için Pazarsporlu  futbolcuları ve teknik direktörleri Şevki Tonyalı’yı kutluyor ve soruyoruz..
Madem ki bu kapasiteniz var, bunu göstermek için niye ikinci yarıyı beklediniz?
Yoksa mutlaka iki gol yiyip yenik duruma düşmeniz mi  gerekiyordu?