Cumhuriyet tarihimiz boyunca bunca yaşımızda sayılarca bakanlar tanıdık. Hatta geçmiş hükümetler zamanında atanan bakanların bazılarının atandıkları bakanlıkların görev alanları ile uzaktan veya yakından hiçbir mesleki ilişkilerinin olmadığına dahi şahit olduk. Özellikle Milli Savunma Bakanlığı başına bilmem hangi meslekten birisi, sağlık bakanlığına sağlıkla alakası olmayan birileri vs. gibi kimseler sırf “hamili kart yakınımdır” alakası ile atanmıştı.
Dolayısı ile halkın derdini, devletin ihtiyacını anlayana kadar o da o görevden gider gelen aynı minvaldeki kişinin de görev ilgisizliği sebebi ile vatandaş hizmeti bekler de beklerdi. Fakat geçenlerde de yazmıştım bu dönemde çok şükür (bazı) bakanlıkların başında gerçekten görevlerinin alanında uzman ve anlayan veya tahsil alanlarına giren kişilerin olması yapılan hizmetlere baktığımızda verilen hizmetlerde başarılı oldukları görülüyor.
Tabii konulara ve kişilere siyasi gözlükle bakılmadığı taktirde görmek mümkün oluyor. Yoksa “kör gözlere taş” misali ne yaparsan yap hep kötü, şeklinde yorumlanınca ne alan razı ne satan. Şimdi gelelim konumuza. Konumuzun başlığı Sağlık Bakanımız Dr. Fahrettin Koca’dır. Gerçekten belki de Dünya tarihinde ilk kez bu denli Dünya çapında bir salgın oluyor ve de bu salgın başta Sağlık bakanımızın olması münasebeti ile Sağlık bakanlığı teşkilatı ile teşkilatın uhdesinde tüm sağlık personeli halktan tam not alıyor.
Resimde de görüldüğü gibi Sağlık Bakanımızın gerçekten yüzüne düşen çizgiler onun bu salgın boyunca çektiği sıkıntıların emaresi olduğu anlaşılır. Salgın boyunca nice burnundan kıl aldırmayan sözüm ona devletlerin yolda kaldıklarına, halkına ilgisiz kalıp hatta zavallı ve kimsesizlerin ölüme terk edildiklerine alenen şahit olduk. Bu virüs salgını belâsı müddetince parası olmayan bir sürü insanın hastanelerde tedavi olamayıp sokaklarda ölüme terk edildiklerine de şahit olduk.
Fakat sebeplerden Allah razı olsun diyeceğimiz tarzda ülkemizin Sağlık Bakanlığı zengin fakir, tanış, yabancı, ilgili ilgisiz demeden tüm insanlarını bedava olarak devlet hastanelerinde tedavi ederek sağlığına kavuşturmuştur.
Bu sırada muharebede şehit düşen silahlı güç elemanlarımız gibi sağlık kuruluşlarında vatandaşın tedavisi esnasında virüs kapıp -bana göre şehit olan- sağlık personellerimiz de oldu. Onların ahiretteki faziletleri ise ancak Cenab-ı Allah’ın taktirine tevdi edilebilir. Bize ancak “Allah rahmet eylesin, Allah razı olsun” diyebilmek düşer.
Elbette her görevin başında bulunan lider kişi bu süreci iyi takip ve komuta ederse görev de başarı ile sonlanır. Onun için Dr. Fahrettin Koca’yı bir vatandaş olarak yaptığı fevkalâde başarılı hizmeti dolayısı ile acizane kutlamak isterim. Fakat, diğer taraftan bu günlerin hiç te başa geleceğini hiç kimsenin tahmin edemeyeceğini de düşündüğünüzde sağlık konusunda yıllarca sabahın erken saatlerinde SSK hastanelerinde bir ufak muayene için saatlerce beklenildiği günlerin geride kaldığına eldeki mevcut imkânların görülmesi ile AKP hükümetinin iktidarı boyunca bu alanda yaptığı planlama, yatırım ve hizmetlerin ne denli yerinde ve yeterli olduğu görülmüştür.
Dedik ya konulara “kör gözle” bakmadıktan sonra elbette yapılanları görüp “Allah razı olsun” demek gerekiyor.
Netice itibarı ile bu süreç boyunca ve bundan önce halkı bu günlere hazırlayanlara da hayır dua etmek boynumuzun borcudur. Sağ olsun Dr. Fahrettin Koca ve diğer ilgililer.