Öncesinde Fenerbahçe’ydi. Gaziantepspor’a transfer oldu. Ve iki sezon öncede Trabzonspor kapak attı. Şenol Güneş ve Mustafa Akçay’ın rahlesinden geçti ve milli takıma kadar yükseldi. Fırtına’da son sezonu. Yani bir yıl daha mukalevesi var.
“Ben Trabzonspor’da veya kulubümde oynamak istemiyorum” diyorsa..Bu bir futbolcuya yakışmayan bir söylem. Spor kültürü çok önemli. Olcan’da bu yok galiba..
Şunu söyleyebilirdi.. “Ben profesyonel bir oyuncuyum. Kulübümle bir yıl daha sözleşmem var. Başkanımız ve yönetim kurulumuz ile oturup konuşurum. Başkan ve yöneticilerimiz, Trabzonspor’a yakışanı yaparlar. Kulubümüzün maddi ve manevi menfaati doğrultusunda karar verirler. Verilecek karara da ben saygı duyarım”..Bir söz var ya. “ Bilmem kimin çocuğu olmuş da çekmiş ayırmış bacağını”.. Aynen bu durumdalar ne yazik ki.
***
Ateşi düşürün
Son günlerde Trabzonspor’da Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, eski başkan Sadri Şener ve onun döneminde yer alan yöneticiler ile bazı sivil toplum örgütleri karşılıklı olarak açıklamalar yaparak Fırtına’ya adeta körükle koştular.
31 Mayıs’taki Divan Kurulu’nda başlayan karşılıklı atışmalar daha sonra da devam etti. Burada şu haklı veya bu haksız diye bir ayrım yapmak istemem.
Bu durum kişileri değil Trabzonspor’u itibarsızlaştırıyor. Ahmet veya Mehmet Trabzonspor’da ayrıcalıklı değil. Bordo-Mavili renkler, bireysel değil toplumsal bir üstünlüktür.
Onun için diyorum ki, Sayın Başkan Hacıosmanoğlu ve ona karşı olanlar Trabzonspor’un ateşini düşürün. Ve sakin olun. Bu kulüp hatalı yönetilebilir. Kim hata yapmadı ki. İnsanoğlu demek hata demektir..