Yarabbim nasıl algı yaratılmak isteniyor?

Adam resmen hedefe koyuluyor!

Ne yapmış Şenol Güneş?

Ön yargısız görüntüleri izleyenler, ne yapmak istediğini, ne yaptığını iyi anlarlar.

Velev ki kartal pençesi yaptı Güneş.

Bunda garipsenecek, yanlış olan ne var?

Gardaşım adam, profesyonelce bir takım çalıştırıyor.

Adam o takımdan önemli kazanımlar elde ediyor.

Adam o takımda şampiyonluklar yaşamış.

Adamı camiası seviyor.

Ne yapacak tı Şenol Güneş?

Sevinmese miydi?

Galibiyetin verdiği hazsı yaşamasa mıydı?

Amaç bağcıyı dövmek olduğu için Şenol Güneş ne yaparsa yapsın, hedefe koyulup, eleştirilerle dövülecektir.

Ha bizlerde zaman zaman yaptıklarını eleştiri getirmişizdir Güneş’in.

Ama şimdiki başka bir şey!

NEDEN AKSASIN?
Düşünülen şeye bakın!

Eleştiri getirilen olay ne?

Neymiş efendim, Başkan ve Asbaşkan ikisi bir İstanbul’dan nasıl olurlarmış?

Uzaklardan, nasıl kulübü yönetebilirlermiş? Falan filan...

Bir sürü mazeret.

Başkan Ağaolu, genel kurul salonunda kendisine uzatılan mikrofona bana göre güzel cevap verdi.

Bakın ne dedi Ağaoğlu, “7 aylık dönemimizde yüz küsür kez Trabzon’a gittim geldim, hiçbir şeyde aksamadı, olması gereken yerlerde her zaman bulunmuşumdur.”

Olay bu kadar basittir.

Başkan Ahmet Ağaoğlu’nun yaptıklarını veya izlediği yolu Asbaşkan yapamaz mı?

Veya yapmayacak mı?

Sonra kulüpte çalışan profesyoneller var. Sonra kulübün Trabzon kanadında ki yöneticilere darı mı vurdu?

Bırakın küçük işlerle uğraşmayı.

Büyük fotoğrafa bakın.

Büyük fotoğraf neyi anlatıyor?

Önemli olan burası değil midir?

KAFALARDAKİ SORU
Yeni yönetimde en çok eleştiriyi alan Trabzon kanadı oldu.

Kiminle konuşmuşsam.

Kimin görüşünü almışsam..

Kimse Trabzon kanadını oluşturan isimleri içerlerine sindiremedi.

Konuyu eleştiriyorlar ama sırda vermiyorlar.

Diyeceksiniz ki siz sindirdiniz mi?

Bende size diyeceğim ki, birkaç isim hariç sindiremediklerimiz mutlaka vardır.

Şöyle söylüyeyim, yönetime bakıpta şu hakkıyla yönetim kurulunda oldu, yönetici olmak ona yakışırdı, kimsenin tevazüsu ile yönetici olmadı, diyeceğiniz kaç kişi vardır?

Kafalardaki sorunun bana göre cevabı burada saklı.

KİM VERECEK?
Neye şaşıyorum bilyor musunuz?

Trabzonspor’un borcu yenilir yutulur cinsten değil.

Olsaydı, şimdiye kadar yiyen yutan çok olurdu!

Her ne hikmetse durum bu vaziyetteyken, yönetici olmak için neden bu kadar yarış içerisinde olunur?

Ne var abi Trabzonspor’da.

Öyle ya bakıyoruz, ekonomik katkı yapacaklara, ne yalan söyleyeyim, bir elin parmaklarını geçmiyor.

Hadiyin pamuk eller cebe dense, kim ne verecek?

Elbetteki verme mecburiyetinde kimse değil.

Ama tablo ortada.

Unutmayınız, lisansların tescil edilmesinde, düşülen durumu.

20 milyona ihtiyaç vardı, zar zor bütün yöneticilerden 50 bin dolar toplanabildi.

Sonrası ise hepimizin bildiği gibi gelişti.

Sahi neden yönetici olmak için kişiler torpil arama gereği duyarlar?

Ben bunu anlamıyorum.

SAHA İÇİ DEĞİL SAHA DIŞI
Trabzonspor aldığı her galibiyetten sonra yere göğe sığdırılamıyor.

Gelen iyi sonuçlardan sonra neler yazılmıyor ki?

Ünal Karaman, en iyi teknik adam yapılıyor.

Futbolcular en yetenekli, en iyi oyuncular diye manşetlerden inmiyor.

Bunları okuyunca şaşırıyorum. Yahu daha düne kadar yazılıp çizilenler ortada. Ne olur bu kadar uçmayın?

Kayserispor galibiyetini bu kadar abartmayın.

Sonuca göre de fikir beyan etmeyin.

Unutmayınız ki, futbolun dünü yoktur.

Futbolda geçer akçe, bugündür.

Bizler bu günümüze bakalım.

Bakınız hala,70’li yıllarda kaldık, hala 70’li yılların sermayesini yiyoruz.

Bugün ise ortada başarı yok ama borç çok.

Biz bugünü kurtarmanın peşine düşelim. Biraz da saha içiyle değil, saha dışıyla ilgilenelim. İşte birkaç oyuncu daha alacakları için TFF’ye müracaat etmişler.