Medya dünyası ayrı bir dünya…
İçine giren boğuluyor, kayboluyor, girmeyen hayıflanıyor.
Girmeyen pişman, giren bin pişman…
Fiyakası var, cazibesi var, albenisi var. Daha doğrusu vardı.
Şimdilerde medyanın albenisi yerini tehlikeli dalgalara bıraktı.
Boğuldun boğuluyorsun, battın batıyorsun.
Tüm gözler üzerinizde.
Hata yapmanız beş gözle beklenir durumda.
Aferin yok, albenisi eksik, cilası parlak, göz kamaştırıcılığı bol, tehlikesi çok daha bol…
Bu inişli çıkışlı dalgalar arasında bazen methiyeler de duyar gibi olursun.
Başın göğe değer.
Bir bakarsınız yerin dibine inmişsin okuyucu nazarında.
Kısaca ayar tutturmanız zor bu diyarda.
Toplum o hale gelmiş ki; uyanıkların sayısı gün geçtikçe çoğalmakta.
Ayak uyduramazsınız bu inişli çıkışlı yolda.
-“Ağzınıza sağlık, kalemine sağlık. Allah sizi başımızdan eksik etmesin”. Oh be dünya varmış dersin. Ama bu övgüler bir çiçek misali kısa ömürlü olur. Çoğu kez tadı ağzınızda kalır.
Arkasından çatık kaşlılar çıkar karşınıza. “O yazıyı siz mi yazdınız?”. Öyle yazı mı olur? Başka konu mu bulamadınız?”.
Al sana bir kaya…
Bütün hevesin yok olur.
Nişan yüzüğünüz yüzünüze fırlatıldı.
İşte medya dünyası böyle bir dünya…
Ne denli acımasız bir eleştiri hedefi olursanız olunuz. Şu ülkeyi seviyorsanız, şu bayrağın dalgalanmasını istiyorsanız, şu ezanların susmasını istemiyorsanız bu eleştirilere katlanacaksınız.
Günümüzde bazı medyatik arkadaşlar türedi.
Suya sabuna dokunmadan yağlama yaparak kafasına göre takılan…
Onları da hoş görmek zorundayız.
Senin karakterin elverişli olmayabilir, birilerinin karakteri elverişli olabiliyor.
Onu da öyle kabulleneceksiniz. Kısacası işimiz zor. Çok zor.
Bazı medya kanalları işin kolayını buldu. Fikir yerine bal satıyorlar.
Ağzınızı tatlandırmak adına yeni bir soygun felsefesi…
Yüzü sirke satsa bile, bal sattığını zannettiriyor. O da ona yeter.
Bazıları bot satıyor. Erkekliğin fizik iksirini pazarlayanlar bile var, şu medya dünyasında.
Biz de çıkmışız meydana fikir pazarlayacağım diye nefes tüketiyoruz.
Müslüman mahallesinde salyangoz satılır mı? Hem de pazarcılık belgesi olmadan.
Al sana, al sana…
Sonuç işte bu.
Yandaş değilsin, candaş değilsin.
Telefonunda dinlenir, yatak odanda gözetlenir.
Allah’tan odalarımızın hepsi tertemiz.
Tertemiz bu yüce millete layık olma adına…