Trabzon’da kurulu STK’larımızdan (Foto Forum, TEDAK, Tradost, DOĞA TARİH..) zenginlik kaynağı olan varlıklarımız (kültür, sanat, doğa, spor..) ile ilgili büyük farkındalık yarattılar, yaratmaya devam ediyorlar. Bölgemizde ayak basmadık yer bırakmayarak, inanılmaz “gezi rotaları” ortaya çıkardılar. Bu rotaların her biri daha derin araştırılmayı, işaretlenmeyi, haritalanmayı, yıl oniki ay ulaşıma açık olmayı ve uluslararası networklere (ağlara) kayıt olmayı hak ediyorlar. Yönetilmeyi bekliyorlar.
STK’larımızın ilgi alanlarındaki varlıklarımız ile ilgili bilgi birikimleri, ilimiz ve bölgemizde geliştirilmesi için çaba harcanan “turizmin her türü için” zıplama etkisi yapacak kadar değerlidir. Bu bilgiyi şimdilik üyelerine düzenledikleri aktivitelerle sınırlı olarak aktarabiliyorlar.
DOĞA TARİH’in trekking (yürüyüş sporu) ile harmanladığı aktivitelerine ilgi giderek artıyor. Bazen günübirlik, bazen de konaklamalı etkinliklere katılımın artışına sosyal medyada paylaşılan fotoğrafların, yazıların yarattığı farkındalığın yanı sıra katılımcıların beğenisinin de etkisi büyük oluyor.
STK’larımızın ilgi alanlarındaki saptadıkları sorunların çözümü için gerek AB, gerekse değişik fon kaynaklarına projeler yazarak; varlıklarımızı koruma, geliştirme, kayıt altına alma çabaları kamu sektörü, özel sektörden ve diğer paydaşlar tarafından artık hem takdir ediliyor hem de destekleniyor.
STK’larımız yaptıkları projelerde yöre halkına varlıklarımıza sahip çıkma bilinci kazandırırken, genç kuşaklarla da koruma, geliştirme gibi konularda eğitimler vererek farkındalık yaratıyorlar.
Bundan sonra atılması gereken adım, STK’larımızın bu birikimlerinin derlenip toparlanması “varlık yönetimi” için atılması gereken ilk adımdır. İkincisi ise; varlıklarımızın “uluslararası varlık yönetimi networklerine (ağ yapılara) kaydedilmesidir”.
Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı bu adımı atacak lider kuruluş olarak sorumluluk almalıdır.
Kurom (Kuromni, Gorom) Vadisi
Bu hafta DOĞA TARİH rotasını Kurom vadisine çevirdi. Bu rota bize;
Madencilerin ayrıcalıklı ve özel statüsünün MS 1700’de verildiğini; ayrıcalıkların yalnız Müslümanlara verildiğini, Rumların ikiyüz yıl, ayrıcalıkların kaldırılmasına kadar iki dini iç içe yaşadığını, Rum ve Türk 10 bin insanın birlikte barış içinde çalıştığını, yaşadığını, Osmanlı hazinesinin %25’ini gümüş ya da altın olarak bu vadinin karşıladığını öğrenmemize vesile oldu.
Bu çalışmalar, doğası, insanı ve barındırdığı diğer kültürel değerleri ile çok özel endemik türleri, muhteşem, sert bir coğrafyayı keşfetmemizi sağladı.