Aynı tavanın balıklarıyız.”
Ben bu sözü çok severim.
Artvin’den Samsun’a, Karadeniz’de aynı geminin içinde aynı hedeflere yelken açmış durumdayız..
O yüzden aynı tavanın balıklarıyız..
Fakat keşke bu söz askıda kalmasa..
Gerçekten Karadeniz kıyısında bulunan aynı kaderi paylaşan iller olarak aynı tavanın balıkları olmayı becerebilsek...
Beceremiyoruz ne yazık ki.
Bir yerlerde derin eksikler var onu zamanla daha iyi anlayıp çözeceğiz..
Trabzon’un büyükşehir olmasıyla ilgili Samsun’dan bir okurumuz bize nasıl bir mesaj göndermiş.
Çokta ilginç bir “Anakent Trabzon” önerisi getirmiş...
Mesajın yorumunu size bırakıyorum.
Lütfen çok dikkatli okuyun...
"Samsun'da yaşıyorum ve Samsun benim her şeyim. Ben şehrimin gelişmesi için her şeyi yaparım ancak...
Genel manada “Samsun Trabzon'a olumsuz bakar, Trabzon'u rakip görür” denir. Bunun nedeni aslında sosyolojik ve biraz da Trabzon kültüründen kaynaklıdır.
Çünkü Trabzon ve civarı zamanında dış şehirlere çok göç vermiştir ve bu nedenle Türkiye'deki pek çok şehirde Trabzonlu nüfusu oluşmuştur. Ancak bu nüfus gittikleri yerlerde hep Trabzon milliyetçiliğini devam ettirmiştir.
Örnek Samsun'da bile pek çok dolmuşun arkasında Trabzonspor atkıları vb. görürsünüz. Bu da aşırıya kaçılmamak kaydıyla normaldir. Çünkü göçen insanlar hep memleket hasreti duyar ve bir gün geldikleri yerlere döneceklerini düşünür, oraların da mamur olmasını isterler.
Ancak bu durum “Trabzonlu ekmek yediği şehir yerine hep kendi memleketi için çalışıyor” havası yaratmaktadır ki birkaç kendini bilmez de buna uygun davranmaktadır.
Böyle olunca da tabii başta Samsun olmak üzere bir Trabzonlu antipatisi oluşmaktadır. Halbuki Samsun ve Trabzon bir bütün olarak Karadeniz'dir ve birbirine rakip değildir.
Yolların yapılması Trabzon ve Samsun arasının da iyice yakınlaşmasına neden olmuş, bu şehirler iyice kaynaşmıştır ve o eski antipatiler de kaybolmaya başlamıştır.
Bence Karadeniz bir bütündür ve buraya yapılan yatırımlar hangi şehre yapılırsa yapılsın bizimdir. Biz bir Ege ya da İç Anadolu değiliz. Hepimiz, aynı çizgi üzerinde yaşayan sahil insanlarıyız. Trabzon'da büyükşehir olabilir ve olayın çok da Samsun'u etkileyen bir yönü olduğuna inanmıyorum. Hatta Samsun için yararları bile olabilir.
Ancak büyükşehir olmak ne getirir, ne götürür bu tartışmalı.
Örneğin, bugün Samsun'daki bir oto galeriden aldığınız sıfır kilometre bir aracı hemen ilerideki Ordu'dan ya da Trabzon'dan alırsanız daha ucuza alırsınız. Çünkü Samsun büyükşehirdir ve böyle olduğu için de çevre illerin yatırımı değil ama banka mevduatı buraya kaydığından kişi başına milli geliri yüksek görünür ve teşvik kapsamı dışındadır.
Örneğin Samsun il sınırı bitip Sinop il sınırına girdiğinizde birdenbire fabrikalar görmeye başlarsınız. O fabrika sahipleri Samsunludur. Ama Sinop kalkınmada öncelikli olduğundan gidip fabrikasını orada kurmuştur. Böylece 10 yıl sigorta primi ödemekten kurtulmuştur. Yani büyükşehir olmak gerçekten büyükşehir olmayı gerektirir.
Bir de 'büyükşehir' yerine bölgenin merkezi anlamında 'anakent' denmesi taraftarıyım. Çünkü bu iş sadece nüfusla ilgili bir düzenlemeyi kapsamıyor ve kapsamamalı. Örneğin merkez nüfusu 20.000'lerde gezen Ardahan'da pekala bir il merkezi olabiliyor.
Çünkü konumu ve coğrafyası bunu gerektiriyor. Trabzon'un da böyle bir özelliği var. İstanbul niçin megakent? Çünkü Türkiye'nin fiziki alanı hariç her anlamda en büyüğü. Eskişehir, Konya ve Kayseri de büyükşehir. Ama o bölgenin anakenti neresi? Ankara.
Böyle bakarsak Orta Karadeniz ve Sinop için Samsun anakenttir. Trabzon da bu anlamda Doğu Karadeniz'in anakenti konumundadır.
Neyse konuyu fazla dağıtmayayım. Sonuç olarak Trabzon anakent olabilir. Şanlıurfa, Denizli, Malatya da olabilir belki ama onlar üzerinde de 'anakent' tartışması yapmakta yarar var. Çünkü, örneğin Gebze nüfusu ne olursa olsun anakent anlamı ile bakıldığında büyükşehir olamaz."
Samsun’dan gelen bu yorum böyle..
Üzerine aslında yazılacak-çizilecek söylenecek çok şey var..
Anakent konusunda siz değerli okurlarımızın düşüncelerini bekliyorum..