Büyük Azeri şairi Bahtiyar Vahapzade bir mülakatında "kan hafızasından" bahseder. Sovyetlerin ezanı yasakladığı yıllarda halkın kalp mezarına gömülen hakikatin, bu ceberrut devletin yıkılmasıyla tekrar asaletiyle okunmaya başlanmasını genetik bir özlem olarak tarif etmiş; onu "kan hafızamızda" sakladık demişti.

Ne elem vericidir ki biz de 1932-1950 yılları arasında "Allahu Ekber" nidasını "Tanrı Uludur" ucubesiyle takas etmiştik. Demokrat Parti'nin iktidara gelmesiyla Türkiye Türkleri olarak bizler de "kan hafızamızda" yaşattığımız ezanı izanına uygun okumaya başladık.

Havada hiçbir ses kaybolmaz diyor fizikçiler. Ezanlar da insanların normal konuşmaları da bir yerlerde frekansını yitirmiş öylece sessizce yatıyor diye düşünüyoruz. Belki bir gün o sakince yatan sesleri tekrar vakumlayarak geri çağırmak mümkün olur.

Yani Hz. Peygamberin insanlara seslenmeleri kimbilir belki de CD'lere, geri çağrılan seslerden doldurulabilir. Çok tartışma yaratan sahih hadis, mevzu hadis gibi konular hiçbir teredüte mahal bırakmayacak şekilde aslından dinlenir.

Hani "öyle bir zaman gelecek ki İslamiyet tüm dünyada kıyamete yakın hüküm sürecek" görüşü de bu imkanla ete kemiğe bürünmüş olacak.

İşte "kan hafızası" tabiriyle anlatılanlarla fiziki tespitlerle ortaya konmuş seslerin vakumlanması arasındaki irtibat da sağlanmış olacak.

Hafıza, 'hıfz' kökünden gelir. Hafız, muhafız,mahfuz gibi bir dizi sözcüğün de kökü 'hıfz'dır. Saklamak anlamındaki hıfz, Kurani bir tabirdir.

Ezan sesini kan hafızlarında yıllarca saklayan Azeriler, nihayet o ses minarelerden seda seda yayıldığında kimliklerini hatırlamışlar, bir dostu, bir mehabeti tekrar bulmuşlardı. Biz de 18 sene ezanı semalarımızdan esirgedik. Sesler geri çağrıldğında Anadolu'nun o 18 yıllık inkıtasının hesabı nasıl verilecek!

Türkçemiz ses bayrağımızdır. Onu muhafaza etmek vazifemizdir. Türkçemize İslamiyetle birlikte giren kelimeleri de himaye etmek kan hafızamız için mukadderdir.

İslam'ın dünyadaki ortak sesi ezanı Türkçeleştirmek Türk'ü ve Türkçeyi sevmek değil Türk'ü ve Türkçeyi İslam'dan uzaklaştırmaktır. Bunlar yaşandı, geçti. Benim üzüntüm sesler geri çağrıldığında bir dönemimizin ölüm sesi ile yadedilecek olmasınadır.

Yoksa bu milletin kan hafızası bakidir. Müjdelenmiş bir millet olduğumuzu da bir gün tabii sesiyle Hz. Peygamberden dinlemek ne müşfik süpriz olur.