Değerli okurlarım bugün size ne yerel ne genel ne iç siyaset ne dış siyaset konusunda bahsetmek istiyorum.
Suriye’de beş yıldır süren iç savaşın bilançosu ile geldiğimiz vahim noktaya dikkat çekmek niyetindeyim.
Özetle insanlığımızı sorgulamak istiyorum..
5 yıldır süren iç-savaşta bugüne kadar 450 bin kişi hayatını kaybetti.
Ölenlerin 50 bini 8 yaşın altında! 11 milyon kişi evlerini-yurtlarını ter etti. Türkiye’ye göç eden 1.4 milyon Suriyeli var.Son iki yıl içinde ise 152 bin çocuk Türkiye’de doğdu..
Kimisi baba kucağında kimi ana karnında Türkiye’ye gelen bu çocukların hayatları alt-üst olmuş durumda..
Çocukluklarını yaşama imkanı olmadı eğer bu savaş bitmezse hiç olmayacak!
Çocuklar “ev” bildikleri çadırlarda büyüyorlar..
Geçen yıl Gaziantep-Şanlıurfa ve Mardin’de bu çadır kentleri tek tek gezip rapor yazma imkanı bulmuştum..
Hem Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları ve Bilim Kurulu üyesi hem de gazeteci kimliğimle yaptığımız bu çalışma kitaplaşmış..
Doğrusu çok sevindim..
Çünkü bizzat yerinde tespitler yaparak ve ailelerle görüşerek bu çalışmayı yapmıştım.
Ülkemize can havliyle gelen göçmenlerin yaşadıklarını buradan anlatmaya başlasam yer kalmaz
Onların hikayelerini dinlerken inanın insanlığımdan utanmıştım..
Neden bu kadar çaresiz olduğumuza isyan etmiştim..
Her birinin yaşadığı olaylar kan donduruyordu..
Çocukları gözü önünde ölen anneler, evlatlarını geride bırakan babalar, okul ve salıncak yüzü görmeden evlerinden-yurtlarından olan çocuklar..
Hepsinin yaşamdan anladığı tek şey gözyaşı, dram ve yokluk!
Tek istedikleri şey ise huzurlu ve güvenli bir yaşam!
Suriye terör belasından kurtulup barış ortamı sağlana kadar onlara huzur yok!
Hepsi geri dönmek niyetinde..
Türkiye olarak biz üzerimize düştük kapılarımızı sonuna kadar açtık!
Avrupa’nın iki yüzlü politikalarına ve tehditlerine boyun eğmedik..
Dünya Suriye’de olup biteni yıllarca izledi..
Şimdi bir hamle var. İnşallah arkası gelir ve terör belasından Suriye kurtulur..
Göçmenler dua ile sabırla sonucu bekliyor..
Hepsinin gözünde memleket hasreti var!