Trabzon’da yaşamak her geçen gün içinden çıkılmaz bir hal almaya başlıyor.

Trafik sorunu her alanda olumsuzluklara neden oluyor.

Nasıl olmasın ki… Özellikle yaz aylarında trafik keşmekeşi yüzünden insanlar işine zamanında gidemiyor. İşten çıkınca evlerine 1-2 saat geç gidebiliyor.

Belediye otobüsleri zamanında duraklara yetişemiyor.

İnsanlar, her gün bu çile yüzünden birbiriyle kavga ediyor.

Sorun var, çözen yok, icraat yok, bahane çok, öneri var, dinleyen yok!

Neredeyse elini taşın altına koyan bir kurum yok.

İşin içinden çıkamayınca da herkes topu birbirine atıyor olan ise vatandaşa oluyor.

Çile çeken Trabzonlu oluyor.

***

Önceki akşam Büyükşehir Belediyesi’ne ait Sürmene-Araklı-Arsin hattına yolcu taşıyan otobüsü saat 18.50’de sahil perondan kalkması gerekiyordu.

Bende Moloz’daki durakta otobüsü bekliyordum. Akşam saati olduğu için durak tabii ana baba günü.

Dakikalar ilerledi, otobüs bir türlü gelmedi. Haklı olarak insanlar gerildi.

Sürmene’den saat 19.20’de gelen Sürmene-Araklı-Arsin otobüsü Moloz’daki durakta yolcu bıraktı. Durakta bekleyen yolcular ise şoföre çıkışarak “Yarım saattir otobüs bekliyoruz, nerede kaldı 18.50 otobüsü. İnsanları neden mağdur ediyorsunuz” diyerek sitemlerini dile getirdiler.

Hatta bazıları sert eleştirilerde bulunarak hem şoföre hem de belediye yetkililerine tepki koydular.

Şoför ise çok basit bir cümle ile olayı geçiştirerek “Belediyeye gidin şikayet edin” diyerek cevap verdi. Bunun üzerine bir vatandaş şoföre bağırarak “Kimi kime şikayet edeceksin kardeşim, duyan var mı, çözüm üreten var mı? Belediyede telefona bakan var mı?” diyerek tepkisini dile getirdi.

Bağrışmalar, çağrışmalar böylece uzayıp gitti.

Sonuç olarak insanlar mağdur oldu. 18.50’de sahil perondan otobüse binmesi gereken insanlar, maalesef 19.30’daki otobüse binebildi. Bu otobüste de kavgalar devam etti.

İşinden yorgun çıkan insanlar, hastalar, yaşlılar, hep bir ağızdan şoföre yüklendi. Şoför perondan güçlükle hareket edebildi.

***

Peki bu kadar huzursuzluğa sebebiyet verenler kimler? Hadi trafikten dolayı 18.50’deki otobüs gecikti. Peronda yedek bir otobüs bekletmek de kimsenin aklına gelmiyor mu?

Yazın trafiğin yoğun olduğunu herkes biliyor, otobüslerin gecikeceğini de herkes biliyor, önlem almak kimsenin aklına gelmiyor mu?

Yoksa kimse umursamıyor mu? İlgili birim amirleri çözüm yerine sürekli bahane mi üretiyor.

Şu unutulmamalı ki yöneticilik bahane ve mazaret üretmek değildir. Yöneticilik elini taşın altına koymaktır, yöneticiler çözüm ve alternatif üretir.

Vatandaşları mağdur etmez.

Bahanelerle birlikte herkes yöneticilik yapar. Oysa yöneticilik, idarecilik fedakarlık gerektirir, çözüm gerektirir.

Şehrin büyük sorunlarını çözemiyorsanız bari küçük sorunları çözün.