Doğal güzellikleri ile turistleri cezbeden şehrimiz ne yazık ki hak ettiği şekilde yönetilmiyor.

Şehrin ne tarafına baksak dökülüyor.

İşler iyice çığırından çıkmaya başladı. Daha birkaç gün önce turistlerin kol gezdiği Maraş Caddesi ve Uzunsokak’ta biriken ve açıkta kalan çöpler, utancımız olmuştu.

Şimdi ise her sağanak yağmur yağdığında özellikle Çömlekçi’deki alt geçit havuza dönüşerek kullanılamaz hale geliyor.

Altını çizmek isterim alt geçidin her yağmur yağdığında havuza dönmesi yeni bir şey değil.

Yıllardır böyle. Defalarca yazıldı, çizildi, gündeme taşındı.

‘Turizm şehri Trabzon’a yakışmıyor’ dendi. Ama ‘Sen söyle sen işit.’

Yetkili kurumlar sıkıştıklarında yaptıkları en iyi işi yaparak sorumluluk almayarak topu hep birbirine atıp durdu.  

Yine geçen Pazar günü yoğun yağmur yağdığı için Çömlekçi’nin alt geçidi yine havuza dönüştü; insanlar mağdur oldu.

Alt geçidi kullanamayan insanlar, can güvenliğini tehlikeye atarak kavşağı kullanarak yoldan karşıya geçti. Öyle ki kimileri çocuklarıyla birlikte bu riski göze aldı.

O esnada bende oradan geçtiğim için bu olaylara şahit oldum.

Mağdur olan insanlar ise şehrin tüm idarecilerine öfkesini kusarak ‘Büyükşehir bu mudur? Şehrimiz bu şekilde mi yönetilmeyi hak ediyor’ diyerek sitemlerini dile getirdi.

Oysa ülkemizin Büyükşehirlerinde Ankara’da, İstanbul’da İzmir daha birçok şehirde alt geçit ve üst geçitlere engelliler için yürüyen merdivenler yapılırken bizim şehrimizdeki alt geçitlerin hali içimizi acıtıyor. Bırakın engelliler için yürüyen merdiven yapılmasını tıkanan rögarlara kalıcı çözüm üretilemiyor.

Her yağmur yağdığında bakımsız alt geçitler havuza dönüşüyor; kimsenin ise yüzü kızarmıyor.

Lafa gelince ‘Turizm şehri Trabzon, dünya kenti Trabzon’ deniliyor ama şehrin her yanı dökülüyor kimse görmüyor. İnsiyatif alıp sorun gideren kimse yok.

Ne yazık ki şehrimiz çok geriden geliyor. Trabzon kan kaybetmeye devam ediyor.

YAŞLI TEYZENİN İMTİHANI
Dedik ya şehrimizde sorunlar almış başını gidiyor diye. Sorun bir değil ki nereye baksak hep sorun. Tanjant güzergâhındaki kaldırımlar herkesin malumudur.

Şehrin birçok noktasında olduğu gibi orada da kaldırımlar her zaman araçların istilası altındadır. Yıllardır bu böyle.

Geçtiğimiz günlerde yine bir olaya şahit oldum.

Orta yaşlı bir hanımefendi, yaklaşık 80 yaşındaki teyzemizi tekerlekli sandalye ile araç istilası altında olan kaldırımlarsan taşımaya çalışıyordu.

Artık kaldırımda geçiş noktası olmadığı için hanımefendi, çaresizce yaşlı teyze ile ana yola inmek zorunda kaldı.

Arkasından ise araçlar, hızlı bir şekilde geçiyordu.

Soruyorum sizlere yaşlı teyzemize ve o hanımefendiye araba çarpsa sorumluluğu üzerine kim alabilirdi ki? Eminim ki kader deyip geçiştirilirdi.

Biz ‘Kaldırımların işgaline izin vermeyin’ demekten bıktık, onlar bu söylediklerimizi duymaktan bıkmadı. Sorun çok çözüm yok!