İnsan yavrusu yeni yoğrulan hamura benzer. Onu yararlı bir varlık haline getirmek, ona şekil vermek öğretmenin işidir.
Bu iş söylendiği kadar kolay değildir. Sabırla, azimle büyük bir uğras gerektirir. Onun için herkesten her şey olur ama, herkesten öğretmen olmaz, diyoruz.Vaktiyle Kıbrıs'ta - bir konferans sırasında - bana, öğretmenliğin tanımını sormuşlardı: "Usta elleriyle, şirin dilleriyle, çağdaş bilgileriyle körpe dimağlara - vatan, millet ve bayrak sevgisini nakış nakış işleyenlere öğretmen denir" demiştim.
Bu tanım başta Kıbrıs Türk gazetelerinde büyük puntolarla verilmişti. İşte öğretmenlik böyle yüce bir meslek. Onun için herkesten öğretmen olmaz, diyorum. Öğretmenlik zor ama, öğretmenleri idare etmek, ondan azami verim almak çok daha zor. Okul müdürlerinin bu konuda özel yetenek ve azimleri öne çıkıyor.
Yarım asırlık meslek yaşamımda çok ilginç bir anım var. Yetkilerini baskı unsuru olarak kullanan bir okul müdürü arkadaşım vardı. Bu tutumuna karşı çıkan bir öğretmeni açığa aldırmıştı. O yıllarda çalıştığım bir ortaokulda aşırı bir şekilde öğretmen açığı vardı.Tüm isteklerime olumlu bir yanıt alamıyordum.
Neden sonra açığa alınan ve kendilerince problemli öğretmeni bana verdiler. Yeni öğretmen gençti, deneyimsizdi, ama çok çalışkandı.
Kendisine sevgi, saygı, anlayış içinde yaklaştım. Kiralık evini tuttum, basit bir kaç eşyasını satın aldım. Bu öğretmen kısa zamanda çevrede en çok sevilen kişi oldu. Her hareketi örnek oluyordu. İl milli eğitim müdürü de, kaymakam bey de şaşırmıştı.
Okulda eksik kalmış konular için özel yetiştirme kursları açmıştı. Kendi branşı olan matematiği en çok sevilen ders durumuna getirmişti. Bir kaç kez kendisine takdirname teklif etmiştim. Önceleri kabul görmedi. Sonra il tarafından takdirnamesi onaylandı. O yıl ilk kez bir taşra ortaokulundan sekiz öğrenci yatılı lise sınavlarını kazanmıştı.
Onu örnek alan diğer branş öğretmenleri de özel yetiştirme kursları açmaya başlamışlardı. Kısaca okul ve çevresi - sevgi ve saygı, başarı alanında onbeş sene öne çıkmıştı. İşte insan yaratmak bu... İnsandan verim almak bu. Biz, "aferin" sözcüğünü çok az kullanan bir milletiz. Halbuki bu sözün başarıdaki yeri çok önemlidir.
Geçenlerde bir etkinlikte çok güzel bir sunuculuk yapan öğretmen kızımız için kaymakam beye sormuştum. Bu öğretmene takdirname vermeyi düşünüyor musun? El cevap: "Teklif gelirse belki..." Bu felsefe ile nereye kadar gidebiliriz.
Yorum sizin, sevgili okurlarım..
Yorum sizin!..