Bir adam Hak'la batılı ayırıyor mu, haklıyı-haksızı öğrenince haklıdan yana tavır koyuyor mu, ben ona bakarım.
Yoksa eyyam yapıp haksızla haklıyı aynı tencerede kaynatan, ağzıyla kuş tutsa benim nazarımda delikli kuruş etmez.
En kolayı, eyyamcı hakemlerin yaptığı gibi olaya karışan iki oyuncuya da kırmızı kart göstermektir. Yani eyyam yapmaktır. 'Toraman-Sezer kavgası'na da bu pencereden bakarım.
Sezer takıma daha dün gelmiş ve kendisini uyaran Kaptan'a büyük saygısızlık yapıyor.
Benim için olayın gerçeği budur.
Kişiler umurumda bile değil.
Toraman yerine Sivok kaptan olsa ve Sezer aynı şeyi yapsa tavrım yine değişmezdi.
Efendim üçüncü kavgası olmuş..! İsterse on beşinci kavgası olsun, bu kavgayı durduk yere mi yapmış ona bakmak lazım.

SİZ NE YAPARSINIZ?
Uyardığın bir takım arkadaşın saygısızca davranıyor, odana davet ediyorsun gelip kapıyı kilitliyor, bu şartlarda siz ne yaparsınız? Bence bunu bir düşünmeli herkes.
Dahası, o takım arkadaşın ertesi gün sen masaj yaptırırken gelip orayı basıyor, yine meydan okuyor.
Peki ne yapmalıydı Toraman… "Yahu adım bir kavgaya daha karışmasın" diyerek Sezer'in kabadayılığına boyun mu eğmeliydi?
Biz Beşiktaşlılar, Baba Hakkı ile övünürüz onun kaptanlığını anlatırız.
Çok net söylüyorum Baba Hakkı'nın tavrı da bu olayda Toraman'dan farklı olmazdı.
İbrahim Toraman benim babamın oğlu değil ve aslında savunduğum da Toraman değil.
Beşiktaş kaptanlık makamını savunuyorum, o makama saygısızlık yapan faturayı öder. Ödemelidir de.

Edep yahu!
İbrahim Toraman polemik olmasın diye Başkan Fikret Orman'ın babasının cenazesine gitmedi, bunun yerine evinde taziye ziyaretinde bulundu.
Birileri insafsızca bunu dahi kullanmaya kalktı. Vay efendim cenazeye gitmemiş vs.. Anladık kuldan utanmıyorsunuz iyi de Allah'tan da korkmuyor musunuz be arkadaş!.
El insaf... Edep yahu.

Şike filmi bitmedi
Aylarca UEFA bu işin peşini bırakmaz dedik ve sonunda haklı çıktık. Birileri tam tersini söyledi ve insanları yanılttılar.
Hâlâ yanıltıyorlar. Yok efendim bizim Tahkim karar vermiş de, o karar değişmezmiş?
Masal bunlar.
O Tahkim'in kararının yeni bir delil yokken nasıl değiştiğini merak eden, Malatya-Bolu-Adana Demirspor olaylarına baksınlar.
Senin 'yok' dediğin şikenin olduğunu, UEFA kurulları verdikleri kararlarla kanıtlamışlarsa buna karşı direnme şansınız yok.
Demirören Federasyonu da direnemez. Ya bu lekeyi temizleyecekler, ya da gidecekler.
Başka seçenekleri yok.

O hukukçular nerede?
Milli Takım kampında Başkan Demirören'le sohbet ediyoruz. Mantıklı sorularıma verdiği tek cevap "Bana söyleme, hukukçular ne diyorsa ben onu yapıyorum" mealinde.
Öyleyse şimdi o hukukçulara soruyorum. Ey hukukçu arkadaşlar, sizin var ama sahaya yansımadı dediğiniz şikeye UEFA "Varsa sahaya yansımasına gerek yok" cevabını verdi. Bir başka deyişle "Teşebbüsü bile cezalandırın" dedi. Şimdi sayın başkana anlattığınız hikayeyi bir de kamuoyuna anlatsanız diyorum:
Var olan bir şeyi neden cezalandırmadınız? Bu hukuk kitaplarının hangisinin, kaçıncı sayfasında yazıyor!?
Hadi bir açıklayın da anlayalım, olmaz mı!

BAŞKANIN GÖZYAŞLARI
Herkes bayram sevinci yaşarken Beşiktaş Başkanı Fikret Orman baba acısıyla yandı, kavruldu, gözyaşları sel gibi aktı. Allah Beşiktaş'a yönetici olarak da hizmet eden Abdulkadir Orman'ın mekanını cennet eylesin. Geride kalanlarına sabır versin. Ölümün tesellisi olmaz ama ne mutlu rahmetliye ki, evladının Beşiktaş başkanlığını görüp gitti.
Nur içinde yatsın.

TRABZON TARAFTARI!
Trabzonspor taraftarı haklı davasını aslanlar gibi savunuyor.
Her türlü bel altı vurmalara karşın pes etmeye hiç niyetleri yok. TFF binasına tüp asınca birileri yaygara koparıp "Türk bayrağı" indirildi muhabbeti yaptılar.
A Haber'de Artı Futbol'da söyledim bir kez de buradan yineleyim; arkadaşlar bu ülkede bayrak sevdasını ölçmeye kalkarsanız başta Trabzonlular olmak üzere Karadeniz insanı o şanlı bayraktaki hilalin yayındaki yıldızdır.
Bu konuda atacağınız çamurlar, sadece üstünüzü kirletir. Haberiniz ola.

HÜRRİYET'TEKİ HARİKA RÖPORTAJ!
Ben Aziz Yıldırım'ın röportajlarına bayılıyorum!
Nedense hep Hürriyet'te oluyor bu röportajlar ve hepsi de buram buram gazetecilik kokuyor!
Delikanlıca sorular, cesur cevaplar vs..
Hep bu röportajlarda oluyor!
Yani yersen!
Soru yok, cevap çok! Bildiğin basın açıklaması mübarek.
Hani muhalefete aday olma şansı verilecekti?
F.Bahçe'nin borcu ne kadar?
Şike yapmadıysanız UEFA neden ceza verdi? Herkes haksız, bir tek siz mi haklısınız?
Nerede gazeteci soruları, nerede ha!