Trabzonspor şer güçlerin engellemelerine rağmen doludizgin hedefe koşuyor.
Bana göre ligin en iyi kadrosuna sahip olan Trabzonspor lige verilen aradan sonra çıktığı ilk maçı Kasımpaşaspor karşısında 6- 0'lık skorla gol oldu yağdı.
Açık ara şampiyon olacak derece e güçlü bir kadroya sahip olan Trabzonspor büyük bir aksilik olmazsa şampiyonluğun en büyük adayı.
Tabi ki Trabzonspor'un bu yolda en çok dikkat etmesi gereken içeride yaşanacak sıkıntıları ivedi şekilde akılcı yolla çözmedi. Aksi halde bunca çaba, gayret, özveri heba olmuş olur.
Bordo mavili takımın kadrosunun genişliğinin yanı sıra her futbolcunun bire bir kendine özgü özelliğe sahip olması rakibe çok zor anlar yaşamasına neden oluyor. Takımda ki her futbolcu Trabzonspor'un galibiyetinde önemli rol oynayacak derece de yetenekli ve güçlü. O nedenle ben Trabzonspor'u Ferrari'ye benzetiyorum. Şoför koltuğuna oturacak kişinin çok iyi şoför olması gerekir ki arabayı hak ettiği gibi sürebilsin. Eski Teknik Direktör Ünal Karaman iyi hocalık yapmasına karşın çok iyi bir teknik direktör diyemeyiz. Dediğim gibi Ferrari'yi kullanabilecek bir Teknik Direktör şart. İki de iki yapan yeni teknik Direktör Hüseyin Çimşir'in nasıl bir şoför olduğu ilerleyen günlerde daha net anlaşılır.
Yalnız 2 karşılaşmada da bariz gözüken takımın dikine, gole dönük ve hızlı oyunu ilk göze çarpan farklılıklar. Bu taktik anlayışı ilk meyvelerini erken vermeye başladı.
Yakından tanıdığımız Hüseyin Çimşir, kişiliğiyle, efendiliğiyle, futbolculuğuyla ve hocalık tecrübesiyle bu işi sırtlayacak gibi gözüküyor. Yönetimde benim gibi düşünmüş olacak ki, güvendikleri Hüseyin Hoca'ya takımı teslim etti. Bir Trabzonlu ve Trabzonspor'lu olarak tabi ki Hüseyin Çimşir'in Trabzonspor'un hocası olmasını çok isterim. Umarım çok başarılı olur.
Trabzon'dan futbolcu çıktığı gibi artık hocanın da çıkması memnun edici bir gelişme. Bu yolu açan Şenol Güneş'e de teşekkür etmek gerekir.
Trabzonspor'un eski kaptanı şimdi direksiyonda. Temennimiz Hüseyin Çimşir'le bu takımın şampiyon olması... Kalın sağlıcakla...