En büyük servetimiz nedir bilir misiniz?
Tabii ki sağlık!
Ötesi yalan...
Sağlıktan kaybettiğimiz bir parça bile yerine gelmiyor, mutlaka bir hasar bırakabiliyor.
Bunun bilinciyle yaşamalıyız fakat istem dışı gelişen durumlar veya çevresel faktörlerin de oluşturduğu sonuçları da göz ardı edemeyiz.
Dolayısıyla, ‘herkes bir engelli aday adayıdır’ bilinciyle yaşamımıza yön vermeliyiz.
Bu yüzden engelli okulları ve engelli bakım evlerine günü birlik bırakılıp sosyal çalışma yapılması ve bu durum onların yakınlarını hayata dair daha iyi motive etmiş olur.
Çünkü depresyona çok meyilli bir toplum olduğumuz için bu tür sorumluluklardaki manevi ağırlığımızı hafifletir.
Bunun yanı sıra günübirlik yaşlı bakım evleri oluşturularak nefes alan, hayatı soluyan her yaştaki insana destek olma amacı güdülmektedir.
Örnek verecek olursam; günü birlik çocuk kreşleri, aile bireyinin yapması gereken işlerine fayda sağlama amacıyla çocuklarını güvenle bırakabildikleri yerdir.
Bu bağlamda kamu kuruluşlarındaki çalışan anneleri de düşünerek buralarda kreşler oluşturulup çoğaltılmalıdır.
Hayatın her anında birbirimize muhtacız!
Bu; çocuk da olsa, yaşlı da olsa, engelli de olsa herkese (hepimize) görev düştüğünü unutmamalı ve unutturmamalıyız…