2017 yılı ağustos'unun son haftası

-trabzon hentbol kültür ve sanat derneği- öncülüğünde

öncesi iran/tebriz eyaletine

sonrası ağrı/doğubeyazıt ilçesine gezi yapmıştık

*

bu fotoğraf karesi;

ağrı dağına komşu kıraç bir coğrafyadan

kerpiç ya da iki katlı yığma yarı kagir evlerin aguşuna sığınan çocuk ya da yetişkinlerin fotoğrafıdır aslında

*

insan ilk baktığında sadece bir fotoğraf karesine sığmış kırlangıçları görse de öyle değil

hiçbir zaman gözlerimden silemeyeceğim yalnızlığın fotoğrafıdır benim için

*

çocukların gözlerinin kuyusunda olduğu kadar da gençlerin ve orta yaşın üzerindeki insanların da göz çukurlarında aynı bîtevi yalnızlığı gördüm

elinizi uzattığınızda dokunamayacağınız bir ateş huzmesi sarar çepeçevrenizi

sırtınızı dönüp gidemeyeceğiniz bir sıcaklıkla tutuşturur sizi kıraç coğrafyanın gelincikleri

*

akşamların erken indiği dağlarda önce serinlik yoklar dört bir yanınızı

bir desturla içtimaya geçse de tüylerimiz çocukların içtenliğiyle ısınırsınız

konukseverliğin ve paylaşmanın o doyumsuz hazzıyla içiniz gönenir

utanırsınız biriktirdiklerinizden

çünkü biriktirmek tekilse kentlerde-paylaşmak çoğuldur dağ başlarında

*

tellere tutunan insanlar gibiydi kırlangıçlar da

bozkırın türküsünü birlikte söyledik gelincik kadar nahif renklerimizle

hiç kimse duymasa da bizler duyduk ya o yeter

*

saatler ilerledikçe lambaları yanmaya başladı tek tük evlerin

şimdi şu an da olduğu gibi gökyüzü şahı orada da göstermişti kendisini

yeryüzü aydınlıktı doğanın kendi lambasıyla

sahiplenme duygusuyla örülen-çekilen sınırlar yalnızlaştırıyor insanı diğer doğa bileşenlerinden

*

birkaç gün için de olsa önümdeki yıllara yetecek ne çok anı biriktirmişim geriye dönüp bakıyorum da

*

çocuklarla esridik büyüklerle gönendi çiy gövdelerimiz

*

akşam olunca çakalların sesi cılız da olsa duyulmaya başladı uzaklardan

çoban köpeklerinin havlamaları ve göğün ateşböceklerinin altında yeni bir türküye başladı gözkapaklarımız

..

ekim/2019