Trabzonspor MP sıralamanın fazlasıyla değiştiği bir haftada Uşak Sportif’e kaybederek yine kendisine hiç de yakışmayan yerlerde olmaya devam etti. Karşılaşmaya son derece yumuşak bir savunmayla başlayan ekibimiz, rakibin özelikle ilk periyottaki dış atışlarına bir türlü önlem alamayınca, Uşak’ın attığı 26 sayının 15’ini 3 sayılık atışlardan bulmuş oldu.
Yine kazanmayı Trabzonspor Medicalpark’tan daha çok istediği belli olan rakip, aldığı 6 rebounda karşı ilk periyotta 11 rebound alarak pota altında da üstünlüğü sağlamış oldu. İkinci periyodun ortalarında biraz olsun kendine gelmeye çalışsa da Trabzonspor’un oyuncularının ilginç bir şekilde kendilerini bir türlü oyuna verememesi nedeniyle ilk yarı rakibin üstünlüğüyle tamamlandı.
Savunma konsantresini bir türlü sağlayamayan takımımız, rakibin perdeleme oyunlarına da doğru hamleler yapamadığından ya çemberi görüp dış atışlarını kullandı, ya da çembere penetrelerle sayılar buldu. İkinci yarıda maç kazanmak için savunma yapma gerektiğini algılayan takımımız, sertliği biraz daha arttırsa konsantre eksikliği buna bir türlü müsaade etmedi.
Hücumda da doğru tercihler kullanılamaması ve özelikle takımın dinamosu olan Julian Wright’ın son derece etkisiz oyunu, maçın kaybedilmesindeki önemli etkenlerdi. Geçtiğimiz hafta içerisinde Wright ile ilgili transfer söylentilerinin kötü oyununda etkisi var mıdır bilmiyorum fakat mutlaka kendine çeki düzen vermesi gerekmektedir.
Takımın oyuncu rotasyonunun son derece sınırlı olduğu düşünülüp, Wright’ın da verimsizliği sonucu bizi düşünmek bile istemediğimiz yerlere gelmemizi sağlar.
Oyunun son bölümünde yine bir oyun kurucu kabusu yaşadık. Guitrrez’in kaptırdığı ve rakibin bomboş çembere gittiği iki top, yine Moody’nin kalabalığa penetre yaparak bloklanıp hızlı hücumla rakibin bulduğu kolay sayılar, takımımızın tamamen çökmesine sebep oldu. Böylesi başa baş giden karşılaşmalarda böyle hatalar yaparsanız, kaybetmek sizin kaçınılmaz olur.
Sürekli kadro mühendisliğinin bir takımın başarı ya da başarısızlığında nasıl büyük bir rol oynadığını söyleyip duruyoruz. Böyle bir ligde sahaya 10 oyuncuyla çıkıyorsanız, ve en fazla 7 oyuncu rotasyonuna sahipseniz işiniz zor demektir.
Bu arada Duşan Cantekin’e parantez açmak gerekir. 24 yaşında 2.18 boyunda bir oyuncunuz varken böylesi bir maçta hiç süre alamaması da son derece ilginç bir durumdur. Antrenörlerin önemli bir görevinin de özelikle böylesi genç oyuncuların kişisel anlamda gelişimini sağlamaktır. Fakat Türkiye liglerinin en uzun oyuncularından birini kullanamıyoruz. Zaten kısıtlı bir kadro yapınız varsa elinizdeki malzemeyi en yüksek verimle kullanmak zorundasınız demektir. Fakat bunu bir türlü başaramıyoruz. Eğer bu kadro derinlik zafiyetine bir de oyuncuların formsuzluğu eklenirse ileriki haftalarda Trabzonspor Medicalpark, çok daha zor günlerle karşılaşacak demektir.