Dün bayraktarlığını yaptığı fikri günün konjonktürüne göre çamura bulayanlar vardır ya; Ahmet Hakan da onlardandır.

O yüzden ciddiye de alınmamalıdır. Ancak ağzına Trabzon’u dolayınca kendisine ‘yavaş’ demek de görevimizdir.

***

Ahmet Hakan, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu’nun Trabzon ve Trabzonlu ile ilgili densiz Yunan imasının hemen akabinde kaleme aldığı yazıda Göksu’yu haklı göstermişti.

Ve şöyle demişti: “Tevfik Göksu, konuşmasında Trabzonlulara gerçekten de doğrudan bir şey demiyor...

Ekrem İmamoğlu’na “Yunan medyası seninle ilgili şunu dedi, sen niye buna karşı bir şey demedin” diye çıkışıyor. Göksu’nun kalbini açıp bakamayacağımıza göre niyetini bilmemiz imkânsız. Hükmü zahire göre vermek zorundayız ve zahire göre Göksu haklıdır.”

***

Akıldan da ziyandan da uzak şekildeydi tabi ki bu haklı çıkartma çabası.

***

Aynı Ahmet Hakan, adı ‘Tarafsız Bölge’ olan ama tarafını açıkça belli ettiği programında da önceki akşam CHP’li Ekrem İmamoğlu’nu ağırlayıp Göksu’nun haklı olduğunu yüzüne karşı yineledi.

İmamoğlu kendisine tepki gösterince de yayını yarım saat erkenden bitirdi.

***

Başta da dediğim gibi kendisini ciddiye alıp da Ahmet Hakan’a bu tavrını çok görmemek lazım.

Çünkü Ahmet Hakan’ın Trabzon ve Trabzonlulara karşı hakkaniyetsiz duruşu, bu yöndeki bakış açısı yıllar öncesinde, beynindeki kara leke olarak tescillenmiştir.

Ahmet Hakan’ın 2010-11’de UEFA tarafından Trabzonspor’un, Fenerbahçe yerine şampiyonlar ligine daveti üzerine yaptığı yorum halı hazırda hafızamızda.

“Aslında Fenerbahçe’nin hakkı olan Şampiyonlar Ligi’ne Fenerbahçe gidemediği için Trabzonspor gidecek ya... Bu durum bana... BDP’den milletvekili seçilen Hatip Dicle’nin yerine Meclis’e giren AK Partili Oya Eronat olayını çağrıştırıyor” demişti Ahmet Hakan.

***

Ahmet Hakan’ın Trabzon’a ve Trabzonluya bakışı bu şekildedir.

Dün Trabzon ve Trabzonluyu BDP ile aynı cümlede örnekledi, bugün de Yunan yaftasına haklı dedi.

Yarın İmamoğlu seçimi kazansa, o zaman da çıkar kendisine sen haklıydın der.

Budur Ahmet Hakan!

İmam hatiplilikle edindiği saygın(!) kimlikten Nişantaşı-Cihangir çapkınlığına soyunmaya evirilen süreçte çok değişmiştir kendisi.

İşte o yüzden çok da ciddiye almaya değmez.