Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir”
Bu söz hayvan sevgisini anlatma noktasında tam bir kapak..
İçinde o kadar çok anlam yüklü ki.
Hepimizin bunun ne anlam taşıdığını iyi anlaması ve sorgulaması gerek..
Başımdan geçen bir olay beni derinden yaraladı ve bunu sizinle paylaşmak istedim.
Oturduğum mahallemde sokak kedilerini besleyen bir teyzemiz var.
Hayatını kedilere adamış.
Her akşam onlarca kediyi çocukları gibi besliyor.
Sanırım yalnız yaşıyor..
Önceki gün akşam eve dönerken çok üzücü bir olaya tanık oldum..
Yaşlı kadın oturmuş ağlı yordu..
Yanındaki mahalle sakinleri de telaş içinde polisi aramaya koyulmuş.
Hem kendisi hem de kedileri sokak magandaları tarafından adeta taş yağmuruna tutulmuş
Nedir derdiniz Allah aşkına..!
İçime ateş düştü, yüreğim yandı. Nasıl olur ki böyle bir şey..
Ne suçu var kadının kedileri beslemekten başka. Kime ne zararı var?
Aradan bir-kaç gün geçti ben bu olayı kaleme almak istedim ki başka bir acı gerçeği öğrendim.
O teyzemiz mahalleden ayrılmış nerde olduğu belli değil..
Bu tür vakalar ne yazık ki günümüzde sıkça yaşanmaya başlandı. Hayvan sevgisini kendi içimizde öldürüyoruz başka insanların sevgisini de kabullenmiyoruz.
Yerel seçim arifesinde Trabzon’da merak ediyorum başkan adaylarımızın hayvanları koruma ve hayvan sevgisini artırma noktasında ne gibi projeleri var.
Bu konuda ne kadar samimiler..
Yaşadığımız topraklarda bütün canlıların söz hakkı olduğunu unutmamak gerek.
Hayatı beraber paylaşmalıyız..
İnsan olmak için sadece “İki ayaklı olmak” yetmiyor..